Karışık Komik +18 Fıkralar.

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Sıkarmış

Mafya babası haraçlarını toplaması icin yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - "Para nerde?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - "Ne parası? benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: - "Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş..." Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: - "Şimdi sor bakalım, para nerede?" Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır dilsiz kan ter icinde işaretle yanıt verdi: - "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var." Baba öfkeyle gürledi: - "Ne dedi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - "Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış.."
 
SAkıp Ağa

Sakıp Sabancı Ağa'ya bir gün demişler ki: - "Ağa bu dünyada her şey güllük gülistanlık. Nereye baksak her tarafta senin şirketleri, fabrikaları görüyoruz (marSA, yünSa, lasSA, toyotaSA). Burada işin iş. Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın zebanilerden?" Sakıp Ağa gülmüş: - "Öte yanda da işimizi sağlama aldık. bir tarafımızda iSA, diğer tarafımızda muSA.."
 
Sen Içmeyecek Misin?

bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp: - "Çok ilginç! sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir sey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur icinde birlikte yaşamamız icin bir işarettir?", der. Müthiş heyecanlanan adam: - "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir. Şaşkınlıkla "Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. bunun üstüne adam sorar: "sen içmeyecek misin?" Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"
 
İzci Adayları

Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu: - "Bakın çocuklar," dedi. "bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara, yaşlılara, muhtaçlara.. Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?" Ertesi sabah oymakbeyi çocukları toplayıp sordu: - "Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?" Bütün çocuklar, hep bir ağızdan: - "Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim." Adamcağız şaşırdı: - "hepiniz mi?" - "Evet efendim, hepimiz birden" - "Neden?" Çocuklardan biri cevap verdi: - "Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu da, ondan efendim!"
 
İsa - Musa

Hırsız, gecenin yarısında bir eve girer. Karanlık koridorda, yaktığı küçük el fenerinin ışığında ilerlerken bir ses duyar: - "İsa seni izliyor!" Şaşkınlık ve korkuyla etrafına bakınan hırsız, bir yandan da evdeki değerli şeyleri aramaya devam eder. tekrar aynı sesi duyar: - "İsa seni izliyor!" Bu kez hırsız elindeki feneri çevrede gezdirmeye başlar ve bir papağan görür: - "Bunu sen mi söyledin?" diye papağana sorar. Papağan: - "Evet, yalnızca seni uyarmak icin", der. Hırsız: - "Ne! beni uyarmak mı! Kimsin sen? Adın ne senin?" Papağan: - "Musa", diye cevap verir. - "Musa?" der hırsız, "hangi salak bir papağana Musa adını koyar ki!?" Kuş cevap verir: - "Bilmiyorum. Tahminimce arkanda duran dobermana 'İsa' adını veren salak olabilir..."
 
Sadık Mıdır?

bir adam diğerine sorar: - "Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?" - "Hem de fazlasıyla sadık. size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim." - "Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?" - "Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi."
 
Üç Dakika Önce

Cennetin kapısında görevli melek yeni vefat etmiş adama: - "Üzgünüm ama seni içeri alabilmem icin bana hayattayken yaptığın iyi bir şeyi anlatmalısın." Adam biraz düşünmüş ve: - "bir grup serserinin yaşlı bir kadının çantasını almak istediklerini gördüm. ben de kadını kurtarmak icin yanlarına gittim. Başlarındaki çocuğun motorunu devirip, çocuğun yüzüne tükürdüm. Yanındakilere de yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu söyledim." - "Ya bu ne zaman olmuştu?" - "Yaklaşık üç dakika önce.."
 
Ön Kapı

Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi o biçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış: -Hey Joe, ön kapıyı tutmuşlar; arka kapıdan kaçalım!
 
Ateist Adam

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamiş. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: - "Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam utanç icinde: - "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki ayiyi dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: - "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamis. Herşey eski haline dönmüş. ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamiş: - "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere.
 
Valla Ben Zürafayım

bir gün, CIA, KGB ve MİT teşkilatlarından hangisinin daha başarılı olduğunu tespit etmek icin bir "istihbarat yarışması" düzenlenmiş. Bu yarışma uyarınca, her üç teşkilatın en iyi adamlarından oluşan onar kişilik ekipleri Kongo'nun balta girmemiş ormanlarına göndermişler.
Ormanın girişinde görevlerini açıklanmış:
- "Ormana girip, en kısa sürede bir zürafa bulup getiren kazanır..."
Önce KGB liler gitmiş. 15 dakika sonra bir zürafa ile çıkagelmişler.
Sonra CIA gitmiş. 10 dakika sonra zürafa ile gelmişler.
En sonunda bizim MİT gitmiş, 7 dakika sonra bir fille dönmüşler.
Yarışmayı düzenleyenler "Bu da nedir?.." diye sorunca fil atlamış:
"Abi valla ben zürafayım..."
 
Acı Gerçek

Günün birinde üç kadın ormanda yürürlerken karsılarına büyük ve vahşi bir nehir çıktı. ama nehrin karşi kıyısına mutlaka geçmeleri
gerekiyordu.

Peki bunu nasıl başaracaklardı?

birinci kadın, dizlerinin üstüne çöktü ve Tanrıya dua etti: "Tanrim, lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem icin bana güç ver!"
Pppppfffffuuuuuffffff....
Tanrı ona uzun kollar ve güçlü bacaklar verdi. Böylece nehrin karşı
kıyısına geçebildi. ancak bunun icin 2 saat boyunca dalgalarla boğuştu ve neredeyse 3-4 kez boğulma
tehlikesi geçirdi. ama, başarmıştı!!!!

Bunu gören ikinci kadın da Tanrıya dua etti:Tanrim lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem icin bana güç ve gerekli
aracı ver!"
Pppppfffffuuuufffff.......
Tanrı ona bir tekne verdi ve o da nehrin karşı kıyısına geçmeyi
başardı, ancak birkaç kez teknenin alabora olma
tehlikesiyle karşilaştı..

Tüm bu olan bitenleri izleyen üçüncü kadın, dizlerinin üstüne çöktü ve Tanrıya yalvardı: "Tanrım,lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem icin bana güç, araç ve zekayı ver!"
Ppppppfffffuuuuffff.....
Tanrı kadını bir erkeğe dönüştürdü... erkek haritaya baktı.... Nehrin biraz yukarısına doğru yürüdü ve köprüden karşıya
geçti....
 
Trakyadan..

TRAKyadaN GERCEK bir HIKayEDIR

Yasli bir amca esegin üzerinde karayolunda gitmektedir.

Bunu gören Trafik polisleri amcaya takilmak isterler ve durdururlar.

POLIS:be amca nicin dakman golani

(Golan:emniyet kemeri)

AMCA:dakmambe iste
POLIS:ee bak gördünmü,simdi ceza keseceyik.

AMCA:kes bakalim ne keseceysen da gidecem isim var.

POLIS:Peki amca cezayi sanami yazalim yoksa esegemi ?

AMCA ????

POLIS:yani cezayi sana yazarsak 5 milyon ödeyecen,esege 3 milyon.

ABCA: bana kes ozaman

POLIS: neden sana keseyoz amca

AMCA: Onun sicili temiz ossun polis yapcez onu !
 
Nükleer Enerji Sohbeti

Uçağın havalanmasını beklerken adamın yanında oturan diğer yolcu, adama
dönmüş ve
- Biliyor musunuz, bir yerde okumuştum eğer yolculuk esnasında yanınızdaki
ile sohbet ederseniz, seyahat süresi daha kısa geliyormuş insana.
Kucağındaki kitabı okumak üzere yeni açmış adam, kitabı yavaşça kapatmış
ve adama;
- Hangi konuda sohbet etmek istersiniz?
- Bilmem ki, nükleer enerji konusunda konuşmak ister misiniz?
- Olabilir, bu ilginç bir konu olabilir ancak nükleer enerji konusuna
girmeden önce size başka bir soru sorayım. bir at, bir inek ve bir keçi,
üçü de ot yiyerek
beslenmelerine rağmen, keçi misket şeklinde, inek sıvı şeklinde, at ise
kurutulmuş ot şeklinde dışkılar. sizce neden?
Sohbet etmek isteyen adam, hayretle bakmış;
- Hiçbir şey aklıma gelmiyor, bilmiyorum.
Kitabını okumak isteyen adam;
- Hiç bir boktan anlamiyorsun da, ne demeye nükleer enerji konusunda
sohbet etmek istedin ki?..
 
Bayraktan Al Haberi. (18+)

Yaşli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. birgün
amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak icin
ogullarini yanina çagirmis.- ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel
kapida. ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama
siz mallarimi bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz icin sehrin
kadisina gidin. o kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi
bölüstürür.

ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine
kadiya gitmek icin yola düserler. tabi yesillik
yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan geçerler.
derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere
sorar;

- efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
büyük kardes sorar;
- tek gözü kör müydü
adam "evet" der.

ortanca kardes sorar;
- kuyrugu kesik miydi
adam "evet" der

küçük kardes sorar;
- bir ayagi topal miydi
adam ona da "evet" der.

bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni
görmedik derler. adam birden
sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün özelliklerini bildiniz hem de
görmedik diyorsunuz.
bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet
edecegim" der.
biraderlerde "olur gel" derler.

ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar 3 birader der ki;
- efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemiz icin size
gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden adama
döner ve;
-sen niye geldin. der
adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi
gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde
görmedik dediler. ben bunlardan süpheliyim - der.

kadi biraderlere döner ve sorar:

- sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
- efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik. baktim ki yesilliklerin hep
bi tarafindan yenilmis
öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
- peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
- efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep
daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan bildim
kuyrugunun olmadigini.
- peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
- efendim, gelirken gölden getik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir
de yarim ayak izi var. tek
ayaginin topal oldugunu oradan anladim.

kadi devesini kaybeden adama döner ve "kardesim bunlar senin deveni
görmemisler" der. kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden zeki
ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim
sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar" diye düsünür ve
bizim 3 biraderi evine ***ürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek
gelir ve kadi "siz
yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi arkasina geçer.

büyük kardes der ki;
- yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi. kadi sasirir.

ortanca kardes der ki;
- yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi. kadi iyice
sasirir.

küçük kardes de der ki;
yaa kadı; iyiymiste, keske i.ne olmasaydi. kadi bu lafi duyar duymaz
gelenlerin zeki oldugunu
düsünerek hemen arastirmaya gider.

kuzuyu aldigi adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar.
adamda "kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim"
der.

daha sonra sarabi aldigi adama gider ve "bu sarabin topragi nerden" diye
sorar. adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de
mezar topragindan yaptim" der.

kadi "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanina gider
ve "anne ben i.ne miyim " diye sorar. annesi de "oglum hatırlamzsın sen
küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti"
der.

kadi bu saskinliklar icinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar
sormaya.

büyük kardese;
- söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
- nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi
emdigi icin burada yag var.

ortanca kardese;

- söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
-nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.

ve küçük kardese sorar;

- söyle bakalim sen benim i.ne oldugumu nerden bildin.

- nerden olacak, girişte (adını siz koyun) bayrağı vardı :))
 
Azraille Dialog

Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve
hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken, ölüme yakın,
birden
bir hayal görüyor.Azraili görüyor ve soruyor: "benim saatim
geldimi?"

Azrail cevap veriyor:
"Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay vede 8 günün var".

Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor.
Yüzünü gerdirttiriyor, dudaklarını doldurtturuyor vede
Göğünslerini düzelttiriyor. Kısacası: "yeniden doğmuş gibi"
Daha uzun bir süre yaşıyacağını bildiği icin şimdi, o
kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor. Son ameliyattan sonra,
hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
tam karşıdan karşıya geçiyor ki, ambülans çarpıyor.
Ölüyor. Cenette Azrail'e soruyor: "40 seneden daha fazla
yaşıyacağımı sanıyordum! Neden o zaman bana o ambülansın
çarpmasını sağlayıp, beni öldürttün?"

Azrail cevap veriyor:
Kız, ben seni tanıyamadım..
 
Acıyı Alın
bir gün temel bostanda çalışıyomuş. Sonra temel sıkışmış çok fena çişi gelmiş .Temel ...

bir gün temel bostanda çalışıyomuş. Sonra temel sıkışmış çok fena çişi gelmiş .Temel çişini bostana yaparken bi de ne olsun temelin şeyini eşşek arısı sokmuş.

Fadime temeli hastaneye ***ürmüş. Temelin şeyi şişmiş sedyede kıvranıyor. Fadime doktorun kulağına eğilip şöyle demiş.
Haçan Toktor acıyı alinda şikinlik kalsın...
 
Yem Seçimi
İhtiyar adamla delikanlı her gün ayni yerde balık avlarken karşılaşıyorlarmış.. İhtiyar h...

İhtiyar adamla delikanlı her gün ayni yerde balık avlarken karşılaşıyorlarmış.. İhtiyar hep balık tutarken, delikanlı bomboş balık sepetiyle dönüyormuş evine..

bir gün sormuş ihtiyara "Amca nasıl başarıyorsun?" diye.. "Oğlum bu işin sırrı yem.." demiş ihtiyar.. "ben sabahları erken kalkar aletimi tutar ve birden bırakırım.. Sağ tarafa yatarsa solucan, sola yatarsa et, öne yatarsa midye, arkaya yatarsa kalamar kullanırım.."

Ertesi sabah delikanlı yanakları al al olmuş koşarak gelmiş ihtiyarın yanına,
"Amca.." demiş, "Bu sabah aletimi tuttum ama hiçbir yere yatmayıp dimdik durdu?.. Ne yem kullanmalıyım?.."
İhtiyar kızmış birden, "Kereta" demiş,

"Madem alet bir yere yatmıyor, sabahın ayazında balıkta ne işin var?.."
 
Su Yutmuş Kertenkele
Maymun dere kenarındaki ağacın dalına çıkmış, altından akıp giden suya bakarak son derece ...

Maymun dere kenarındaki ağacın dalına çıkmış, altından akıp giden suya bakarak son derece çakırkeyf şarap içiyormuş.. Onu görüp yanına tırmanan minik kertenkele başlamış onunla içmeye.. bir ara susayan kerkenkele "Su içmeye gidiyorum, şimdi dönerim.." diyerek aşağı inmiş, ama şarabın tesiriyle derenin sularına kapılmış, ta ki kendisini bir timsah kurtarana kadar..
"Hayrola?.." demiş timsah burnunda tüneyen kertenkeleye, "Nereden böyle?.." Kertenkele başından geçenleri anlatmış, timsah da heveslenmiş içki partisine, kertenkeleyi kenarda bırakıp doğru yüzmüş maymunun bulunduğu ağacın altına, "Heyy.." demiş yukarı seslenerek, "Maymun kardeş ben geldim.." "Oha..!" demiş timsahı gören sarhoş maymun, "Be kardeşim, ne kadar su yuttun sen öyle?..
 
Sırayı Şaşırınca
teksaslı kovboy alaskaya gelip bardan içeri girmişbarmene-ben alaskalı olmak istiyorum ne yapmam...

teksaslı kovboy alaskaya gelip bardan içeri girmiş

barmene-ben alaskalı olmak istiyorum ne yapmam gerekiyor diye sormuş

barmen önce bir duble viskiyi bir dikişte içeceksin

sonra alaskalı bir kadınla sevişeceksin ve son olarak kutup ayısı vuracaksın demiş

teksaslı bir duble viskiyi bir dikişte içmiş gözlerinden ateş fışkırmış fakat belli etmemeye çalışarak öğle saatlerinde bardan çıkmış

gece geç satlerde üstü başı perişan bir şekilde bardan içeri girmiş

barmen hayretle sormuş ne bu halin noldu

teksaslı ayının işi tamam (ayııyı sittim)öldüreceğim alaskalı kadın nerde
 
Özel Sigorta
Şehir hastanesinde her türlü rezaletin sergilendiği, son derece uygunsuz ilişkilerin döndüğ

Şehir hastanesinde her türlü rezaletin sergilendiği, son derece uygunsuz ilişkilerin döndüğü dedikodularının eni konu yayılması üzerine hastaneye bir kadın müfettiş gönderilmiş..

Müfettiş, başhekimle dolaşırken odalardan birinde bir hastanın kendi kendini tatmin ettiğini görmüş, "aman Tanrım!.." diye çığlık atmış .. "Bu ne çirkin bir manzara.. Nasıl müsaade ediyorsunuz?.."
"Çok üzgünüm efendim.." demiş Başhekim, "ama bu hastanın ciddi bir sorunu var.. Vücudu aşırı şekilde sperm üretiyor.. Günde beş kere boşalım sağlamazsa testisleri patlayabilir, ve ölür.."
"Öyle mi?.. Sanırım anladım.. Devam edelim.."

tam yandaki odanın önünden geçerlerken müfettiş bu sefer hemşirelerden birinin diz çökmüş, bir erkek hastaya oral seks yaparken görünce "ay.. ayy.. ayy..!" demiş, "Bu ne peki?.."
"aynı hastalık efendim.." demiş Başhekim gözlüğünü düzeltirken,
"ancak ilk hastamız sosyal sigortalı idi. Bu hastanın ise çok daha kapsamlı özel sigortası var."
 
Geri
Üst