Muhteşem Aşk Şiirleri ..

Ey gecelerimin sessizligi,
Yeter artik ,susma n’olursun..!
İçim daraliyor,
kalbim çarpıyor deli gibi
Haydi,
Sen yildizlarina kavuş,
Ben Can taneme,biricik aşkıma…
 
Her günüm senin sesinle doğuyor,seninle sürüyor
Gecem ise seninle son buluyor.
seni seviyorum çünkü
Kilometrelerce uzakta olsan bile,
Buluşma gününü özlemle beklemek hoşuma gidiyor.
 
Seni seviyorum çünkü
Yanımda olmasan bile,
Yüreğinin benimle olduğunu biliyor
Her an yanında olduğumu biliyorsun.
 
seni seviyorum çünkü
Bu mesafelere ragmen
Yaşanmamışı yaşatabiliyorsun,
Duygularımda var olabiliyorsun.
 
Seni seviyorum çünkü
Ssinle dünyama bir anda girip,
Srprizlerinle beni kendine
Tekar tekrar aşık edebiliyorsun
 
Seni seviyorum çünkü
Yüreğimin tam ortasında varolabiliyorsun
Beni hayallere ***ürebiliyor,
Umutlarımı geleceğimi düşündürebiliyorsun.
Şiir yazdırıp,şarkılarda hissettirebiliyorsun kendini.
 
Seni seviyorum çünkü
İkimize dair bir yaşamı düşündürebiliyorsun,
Mutluluğun,aşkın varlığına inandırabiliyorsun.
Engellerin aşılacağını,
Mücadelenin hırsını,
Birlikteliğin tek yürek olmanın ve
Güvenin aşamayacağının olmadığını gösteriyorsun.
 
Seni seviyorum çünkü
Sen hayatıma vazgeçilmez bir anlam katıyorsun.

Seni seviyorum çünkü
Sen benimle bende yaşıyor,
Ben seninle sende varoluyorum
 
Oysa ne zordu seni tamda bulmusken kaybetmek..
Ne zordu ağlamamak için dudaklarımı ısırırken veda sözlerini dinlemek..


Biz sevgiliden başka dosttuk, arkadaştık ya bi nevi Sırdaştık, insandık ya önceleri..
Değilmiş !


Rüzgarı kıskanırmı insan hiç tenine deyip geçiyor diye..
Yağmur damlalarından nefret edermi yanaklarından süzülüp dudaklarına yerleşiyor diye..
Edermiş meğer !
 
Sana benden başkası dokunamaz ki..Sımsıcak sarılamaz ki..
Ellerini tutmak isteyemezki; canı benim canımın istediği gibi..
Beklentisizce sevemezki, bekleyemez ki seni..
Sahi, doldurabilir mi yerimi biri ?
 
Oysa biz değilmiydik defalarca söz veren birbirimize..
Biz değilmiydik kalbimizde birbirimizden başkası olmayacağına yemin eden..
Tek bir ruh, tek bir kalp..
O biz değilmiydik sahi ?
 
Bocalıyorum yokluğunda..
Neye elimi uzatsam boşlukta buluyorum kendimi..
Baktığım hiç bir yüz seninkine benzemiyor,
hiç bir renk hayatımı senin rengin kadar ferahlatmıyor..
Hiç bir söz senin bir tek sözün kadar değer bulmuyor..
Olmuyor ! Ne yerin doluyor, ne boşluğunun acısı hafifliyor..
İçimde bir yerlerde öyle büyüksün, öyle hızla çoğalıyorsunki yetişemiyorum sana .. Yaşadıklarımız öyle ardı ardına geliyorki aklıma;
unuttum desemde beceremiyorum aslında..
 
Artık tek basıma dinliyorum gözlerimin içine baka baka söylediğin o sarkıları..
Tek başıma bakıp eski resimlere, gülümsemeye çabalıyorum buruk bir tebessümle..


Oysa simdi ne bir resmin kalmalı elimde, ne bir anı beynimde..
Susmalıyım !
Çünkü her konuştuğumda seni seviyorum dememek için ısırıyorum dudaklarımı ..
 
Sessiz bir merhaba ısmarladım sana içimde bu gün, eski eski günlerin hatırına..
Gündüz niyetine öptüm boynunun
ben kokan yanlarını.. Kimsesiz çocukların,
mağrur duruşu gibi kaldın bende..
Kiremitle yazmıştım oysa yüreğime adını..
Sen yoksun diye sek sek bile oynamıyordum taa ne zamandır..
Yüreğim çıtır pıtır gibi isyanları yaşarken, sen sonsuz saklambaç peşindeydin..
Yine aciz olan bendim bu doktorculukta değil mi? İztoplar gibi renkli olamadı sevdamız.. Gol atan ilk defa kaleye geçmiyordu belki de..
Sapanla öyle bir vurdun ki kalbimden,
içimdeki çocuk bile ağladı bana... ne mutlu değil mi..
Ki benim güzel umutlarım olacaktı, sana dair..
Bir sen olacaktın ki hayatımda, kimsesizliklerim bile
sıcak bir ev bulmuş gibi sevinecekti.. Anlamsızlıklarım çözüm bulacaktı..
Önüme bakamaz oldum sayende,
ya da kimseye...
......
 
Kapanmışım, kapatmışım yüzümü, hüzne, sevdaya..
Kahpeliğin bile moda olduğu yerde, nasıl bir diğer yarı bulunur, unutmuşum...
Sahte yüzlerin garip kokuları benim tenim olamazdı asla..

Nerdesin şimdi,
o kadar zamanın üstüne, kimlesin?
Sarıldığın ya da yüzüne baktığın adam, gözlerini dolduruyor mu yine?
Soğuk diye sarıldığında,
canı gibi sarabiliyor mu seni? "Üşüdüm aşkım" dediğinde,
senin için hasta olmayı göze alıyor mu?
Akşamları güneşin batışını beraber izliyor musun yine, yerime...
Öyle boşum ki olmadığında, en kanayanından, en acizinden...

Gelme demeye bile gücüm yok artık, sadece bende kalanlarsın bundan sonra..
Ben sendekileri sormuyorum bile,
biliyorum onlar güvendedir
başka kollarda,
bensiz yollarda,
ismim olmayan hayatlarda...

Artık yokuz..
Ne kadar uzaktı bu kelime değil mi bize?
Yenilmeye dayanamayan bir yürek
ve bende kalan acı.. Umarım herşeye rağmen mutlu olursun...
Tavrı devrik de olsa hislerimin, oluşum mübalağa, yaşayışımsa itinadır...
(...züğürt tesellisi değil bendeki, insaf sadece insaf...)

Dedim ya;
şimdi, o eski günlerin hatırına, beni bekleyen kahırlar biriktiriyorum..
Sana ve olmayışlarımıza,
bir kocaman öpücük bırakıyorum.. Dudaklarının değil,
hislerinin bile değemeyeceği kadar yükseklere... Belki gerçekte değil ama
rüyanda görmen ümidiyle...

"Sana ve olmayışlarımıza.."
 


Sanma ki vazgeçilmezsin
Unuturum;
Her şeyinle seni
Tıpkı seninleyken,
Senden öncesine olduğu gibi
Unuturum; ve Bir zamanlar sevdiğimi,
Hatıraları, yaşanan anları,
Ellerimdeki sıcaklığını
Silerim;

Kapayınca gözlerimi
Aklımı zorlayan hayalini,
Tavandaki resmini,
Dilimdeki ismini.

Kimselerin olmadığı bir yere gider,
Orada bırakır unuturum seni.
Ne gözlerin gelir,
Ne sözlerin aklıma.
Acımam hiçbir şeye !

Seninle dolduruyor vücudumu diye,
Söker kalbimi toprağa gömerim.
Tereddüt göstermeden unuturum seni

Her şey bir an
Kalmam yalnız
Tek ben değilim unutan
Diğer insanlar gibi
Değişmez hayatımda hiçbir şey
Böyle de mutlu olabilirim. . .

Ama; kimseler bilmez
En büyük yalancıların palyaçolar oldugunu
Yeniden yaratamam ki kendimi !
Eksik kalır bir yanım
Mani olamam,
Hatırlarım tekrar seni
iste o zaman unuturum kendimi.
 
Kayboldu ömrümde hüzne dair ne varsa...
...


Sildin,
Kurudu birikmiş yaşlarım soluğunla...
...


Geçti,
Yaralarım, kabuklarım, incinmelerim...
...



Gittin,
İçim;
Acıyor yine...



Ben aşka bağladım yaşanılası heveslerimi.


Geldiği vakit sevgili, nefes almaya başlarım ben de. Eklenir ilmek ilmek tebessümler yüzüme. Yüzümde gamzelerim eskir. Rafa kaldırılır inceden göz yaşları. Küfe terkedilir keder dolu naralar. Onun dudağına değer şaraptan, ben sarhoş olurum avuçlarında. Tutam tutam sevinçler raksederler masamızda.


Başım döner, oysa dünya durur.


Ne günler biter, ne geceler eskir. Adımlarımız uzanır hafiften boğaza. Anlatmaya başlarım derdini yokluğunun, bir feryat olup, çıkacakken ağzımdan isyanlar...


Susarım...


"Yine gitme" demekten korkarak, "yine gel" derim, yalvarırcasına. Gözlerim, gözlerinde erirken, deliliğim aklıma gelir. Birer birer uğrarlar şairler, üstadlar yamacımıza.


"güldükçe
gün
devrilir gözlerinin akşamına
gecedir, bir rüzgâr getirir ellerini
öperim... kimseler görmez"



İnceldiği yerde fırtınaların, bir sağnak başlar acizliğinde adımların. Kafamı kaldırıp, yüzünde ayrılığı okumaktan cayarım. O beni yakmaz da, ben ateşe atlarım. Anlatmaya çalışır her gidişin, bir bahara gebe olduğunu. Bu gitmelerinde bir sonu olduğunu.


Nedense,
Nedensiz,
Ağlarım.



Sırf bu yüzden, beni vedasız ayrılıklara terk eder..
Hiç bir zaman el sallamamı istemez gidişinin ardından.
Dayanamam, dayanamazsam dayanamaz.



Geldiklerin yaşanmamışlıklarım,
Gitmelerin yaşlanmışılığım...



Gittin,
İçim;
Acıyor yine...
Yine "gitme" demiyorum, gel "yine"
 
Sen benim “İmkansızımsın” demeseydin de,
“Seninle her imkansıza göğüs gererim” deseydin…
Belki tüm imkansızlıkları yok ederdim seninle…
Söylemedin ki…

"Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim”
deseydin…
Başka yüreklerde olsan da varlığını hissedebilirdim,
bana ait olan hep bende kalır diye…
Söylemedin ki…

"Senin için her zorlukla savaşırım” değil de;
“Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin;
İnanırdım yüreğinin sadece benim için çarptığına,
cesaretine…
Söylemedin ki…


“Sen olmadan yaşayamam” değil de,
“Sensizlik diye bir şey yok; sen var olmasan da
benimlesin” deseydin…
İnanırdım sevginin sonsuzluğuna, aşkın
sıcaklığına…
Söylemedin ki…

“Sen benim rüyamsın” değil de
“Gerçekleşen rüyamsın” deseydin;
Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende,
rüya olmaktan çıkarırdım bizi…
Söylemedin ki…

“Sen benim eş ruhumsun” değil de,
“Sen aslında Bensin” deseydin…
Yokluğunda bile devam ettirirdim sen olmayı,
kendimi unutmak olsa da sonu…
Söylemedin ki…

"Seni Seviyorum” değil de,
“Seni hep seveceğim” deseydin,
Yalan da olsa sevgin, hiç dönmeyecek olsan da
inanırdım bana bir gün döneceğine…
Beklerdim ömrümün sonuna kadar
gelmeyişlerini…
Söylemedin ki…

"Seni çok özlüyorum” değil de “Seni özlemek bile
güzel” deseydin;
Ayrı da olsak inanırdım beni her dem yüreğinde
yaşattığına, ne kadar uzak olsak da hep yüreğinde
yaşayacağıma…
Söylemedin ki…

"Sen benim için çok özelsin” demeseydin de;
“Özel olan her şey sende saklı” deseydin;
Kendimi şimdi böyle basit hissetmezdim, söylediğin
hakaretlerin altında bu denli ezilmezdim…
Söylemedin ki…

"Bir gün bitecek” demeseydin de
“Aslında seni hiç sevmemişim.” deseydin ;
En azından delikanlı biri yaşatırdım yüreğimde…
Seni bana kendini tanıttığın gibi değil de, benim
tanımak istediğim,
O cesur, o gerçekçi, o mücadeleci, o sıcak, o delim
kalsaydın benliğimde…
Ama yapamadın ki…
Yapmadın ki…
Söylemedin ki...
 
Beni Unutma

Bir gün gelir de unuturmus insan
En sevdigi hatiralari bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurdugu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yasar ve seni düsünürüm
Hayal içinde perisan yürürüm
Sen de karanligin sustugu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüsün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de basinda o çilgin rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayagimda çarik, elimde asa
Senin için su yollara düsmüsüm
Senelerce sonra sana dönüsüm
Bir mahser gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yesil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksidaki pembe karanfilde çig
Ve bahçende yorgun bir kus görürsen
Beni unutma
Büyük acilara tutustugum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdigine gel
Ne olur Tanriya kavustugum gün
Beni unutma..
 
Bu sabah içimde bir eksiklik var neden bilinmez.
Bir soluk kadar yakın, bir kıble kadar yüzü bana uzak olan sevgilim,
günaydın sana.
Günaydın ömrüne adadığım tüm yıllarıma.

Sen şimdi o kar tanelerini bile kıskandıracak kadar beyaz yatağında,
içerisinde kardelenin olmadan uyuyorken
ve kardelenin güneşli bir iklime inat yaşama çabası veriyorken senden çok uzaklarda
o halde bir günaydın da bu yalnızlığa.

Sesimi duymayacaksın belki de biliyorum.
O ılık nefesim boynunu koklayamayacak işte bu sabah.
Kaç gece yandı ömrüm sesinde, nefesinde bir kandil daha sönecek bak işte,
bir karanlık daha ışıldayacak yokluğumuza.
Senden uzak olmak ne menem şey imiş böyle.
Uykular kaç gecedir firari…
Sesini, tenini, bedenini, ruhunu özlerken ben bir geceyi daha teslim ediyorum sabaha.
Günaydın teslimiyetsiz aşkımıza, günaydın hani senin bende her olmayışına.


Şimdi çok uzaklardan gülümsüyorum sana.
Heybemde taşınması ağır yalnızlıklarımla.
Kaç gece sabahı buldu, kaç mevsim sensiz geçti bu diyarda
Günaydın içime bıraktın tüm yokluğuna…

Susuz bir yazla gelen kapıma,
Sonsuz bir sedaya beni inandıran o yüreğine,
Hadi bir parça da suskun yüzüne .
Günaydın bize ait ikimizin hüzünlerine…

Günaydın günümün aydınlığı, sen bilsen de bu böyle, bilmesen de…
 
Geri
Üst