Sabit İnce ŞİİR

Hasreti seyrettim seni ekranda,
Ne malların varsa göster dükkanda.
Kıymetim var dersin yakut taşında,
İşlenmiş yakutu gördün mü ki sen ?

Aşık pir elinden badeyi içer,
İçen aşıklar da kendinden geçer.
Altının ayarın sarraflar ölçer,
Bir sarraf elinden süzüldün mü sen?

Aşık bir ateştir gönüller yakar,
Masiva bırakmaz kirleri yıkar.
Viranelerde de aslanlar yatar,
Aslanlar yurdunu gördün mü ki sen?

Anlar isen şu İNCE'nin sözünden,
Bir kor al eline aşkın közünden.
Biraz daha git yolların düzünden,
Yüce dağ başına vardın mı ki sen?

Eklenme Tarihi: 24.12.2000
 
Bir güzelin gözlerine ,
Hayran oldum sözlerine.
Ay misali yüzlerine,
Hayran oldum, hayran oldum.

Al al kiraz dudakları,
Güller açmış yanakları.
Dalga dalga o saçları,
Hayran oldum, hayran oldum.

İNCE'm kanar sözlerine,
Güneş vurmuş yüzlerine,
Derman olsam dizlerine,
Hayran oldum, hayran oldum.
 
Bizim dayre mal alacak,
İhale kimde kalacak.
Satınalmacı nolacak,
Gene bitti bir ihale.

Üç kişiden teklif yeter,
Teklife birine gider.
Başka teklifleri nider,
İşte bitti bu ihale.

Komisyona zarflar gelir,
Zarf üstüne şerh verilir.
Üyeye fikri sorulur,
Gene biter bir ihale.

Komisyonda dörtbeş kişi,
Mübayacı bilir işi.
Amir de imzalar fişi,
İşte bitti bir ihale.

İnce fazla karıştırma,
Suratları buruşturma.
Bilmeyeni alıştırma,
Böyle gider bu ihale..
 
Şair Ülker Aygün'ün ben olayım şiirine bir naziredir

Hem karanlık, hem gecede,
Tüm dillerdeki hecede.
Çözülmeyen bilmecede,
Zaten sen değil misin ki?

Şarkılarda, ezgilerde,
Duygularda, gönüllerde.
Şiir, resim, çizgilerde,
Zaten sen değil misin ki?

Hem sevdalar, hem baharlar,
Veysel'deki ince yollar.
Yapraklar, çiçekler, dallar,
Zaten sen değilmisin ki?

Dönüp gelen o mevsimler,
Rengarenk açan çiçekler.
Gönülde öten bülbüller,
Zaten sen değil misin ki?

Yunus'daki bitmez sevgi,
Bulunmaz ki eşi dengi...
Rabbimin değer verdiği,
Sade insan değil mi ki?
 
Her bedende can vardır ya
sevmeyen insan olamaz
suret beden insandır ya,
sevmeyen insan olamaz

okumuştur ilmi vardır
kar dediği hep zarardır
o aslında canavardır
sevmeyen insan olamaz.

sureti hakdan görünür
türlü libaslar giyinir
din, imanıyla övünür
sevmeyen insan olamaz

Hak kelamından dem vurur
her yanı kibirle gurur
sırça sarayda oturur
sevmeyen insan olamaz

İnce doğruları söyler
hani nerde gaddar beyler??
hal bilmeyen aşkı neyler
sevmeyen insan olamaz..
 
Aşık olmak kolay değil,
Hal içinde hal isterler.
Saz çalmak bir olay değil,
Her makamdan tel isterler.

Eğer gerçek aşık isen,
Hal ilminden dil isterler.
O sırdanla sırdaş isen,
Boş konuşmaz lal isterler.

Bu yolda kıvlü-kal olmaz,
Gönlü temiz bir isterler.
Mürşid-i Kamilsiz olmaz,
Yolda rehber, pir isterler.

Bu yola gireyim dersen,
Hak yolunda ser isterler.
Bülbül olmayı dilersen,
 
Kah yanarım kah sönerim
Kah pervane kah dönerim
Kah ağlarım kah gülerim
Kah dağlarda dumanım ben

Kah deliyim kah divane
Kah Yunusum kah Mevlana
Kah Ethem'im kah da dana
Kah Mansura ol dar'ım ben

Kah sultanım kah gedayım
Kah sevgili kah sevdayım
Kah yarayım kah devayım
Kah Eyyuba mağrayım ben

Kah bülbülüm kah bir gülüm
Kah laleyim kah sümbülüm
Kah ölümsüz kah ölüyüm
Kah ebed kah ezelim ben

Kah kalınım kah ince'yim
Kah aydınlık kah geceyim
Kah vezinim kah heceyim
 
Sevgili Canan,
Bu aciz mihman.
Derim el aman,
Kapına geldim.

Ağla ey gözüm,
Yok yare yüzüm.
Gecem gündüzüm,
Kapına geldim.

Bilinmez misin?
 
Karaözü denmiş ak olan yere,
Akça özler dolu Karaözünde.
Kevser irmagidir akan her dere,
Gel testiyi doldur Karaözünde.

Ilim, irfan, medeniyet oradan,
Insanlari seçkin degil siradan.
Istedikçe vermiş ulu yaradan,
Ne ararsan boldur Karaözünde.

Çevresi tertemiz sanki cennettir,
Amaç tektir insanliga hizmettir.
Insana saygi var, çok da cömerttir,
Özgürlüge yoldur Karaözünde.

Çalişkandir, üretirler, yaparlar,
Hak diyerek insanlara taparlar,
Faydali işlere hep bir koparlar,
Hünkara bir koldur Karaözünde.

Dilim dönmez, kelam yetmez,
Anlat anlat inan bitmez.
Insanlari hiç kin gütmez,
Aşk badesi doldur Karaözünde.

Anlatilmaz yaşanirsa bilinir,
Sevginin ugruna orda ölünür,
INCE muhabbetten üçe bölünür,
Hak yaninda kuldur Karaözünde.
 
Düşmanın kimdir nedir,
Arayıp sordun mu hiç?
Bilmediklerin nedir,
Farkına vardın mı hiç?

Nedir bilmediğin şeyler,
Cehalet hep rezil eyler,
Pahalı olur deneyler,
Deneyip öğrendin mi hiç?

Bilmediğin sana düşman,
Ah çekerek olma pişman,
Bilmiyorsan al danışman,
Başaran görmedin mi hiç?

Ne gafildir şu insanlar,
Dünyayı baki sananlar,
İnce sözün anlayanlar,
İpucu vermedin mi hiç?
 
Şu insan bin türlü hülyaya dalar
Zerreyi katreyi sele çevirir
Kimi de boşboşa fikrini yorar
Harcanıp tükenmiş pile çevirir

Bazıları koşar bir uğraş verir
Her sözü fikriyle çamlar devirir
Kimisi uslanmaz dümen çevirir
Bazısı sırımı tüle çevirir

Çiçekler dökülür gelinir sona
Dallarda meyvalar can verir cana
Bir gülücük bile yeter insana
Arifler manayı dile çevirir
 
Kimin gördüm değirmenin döndürür,
Kimileri çok ocaklar söndürür.
Kimisi var dostun bile kandırır;
Kuduz itler gibi saldırır durur.

Para ilahıdır tapar durmadan,
Giyinir kuşanır ipek sırmadan.
Paçasını sıvar dere görmeden,
Kevser şarabını doldurur durur.
 
Koca Yunus Ulu Yunus,
Senin gibi olsak munis.
Yaradilanlari sevsek,
Olabilsek birer Yunus.

Hey Yunusum himmet eyle,
Sevginin sirrini söyle.
Hakka varalim sevgiyle,
Herkes olsun birer Yunus.

Cana kiyip katil olma,
Azimli ol yolda kalma,
Paraya, pula aldanma,
Rehber olsun bize Yunus.

Taptuk kapisinda durak,
Dost ugruna cani verek,
Yaradandan olma irak,
Herkes olsun birer Yunus.

Hacibektaş pir elinden,
Haber eyle şir el'inden
Hak konuşsun dillerinden,
 
Şu koskoca dünyada,
Kala kaldım yalınız.
Gönlümde hep sevda da,
Açma dursun falınız.

Yaşıyor mu diri mi,
Sağ mı yoksa ölü mü,
Ben kaybettim gülümü,
Gene kaldım yalınız.

Acep güneş doğdu mu,
Bulut yere ağdı mı,
Ay yalınız kaldı mı,
Ne haldedir ölünüz?

Ses vermiyor geceler,
Fink atıyor cüceler,
Kifayetsiz heceler,
Bilmem nedir haliniz.

İnce'ledim aradım,
Bu değildi muradım,
Bir şeyler karaladım,
Saçmaladı deyiniz.
 
eyaz nurlar akar gider,
Insan gafil bakar gider,
Aşiklari yakar gider,
Görmez gözü kör insanin.

Hak nurunu görmek için,
Yaradani bilmek için.
Pis kalpleri silmek için,
Kalay ister, zor insanin.

INCE Hakkin izindeyim,
Parlayan nur gözünde
 
Gözü görmez bizimkinin
Aslı köroğlu, kör...
Yanında duruyor senin,
İster köroğlu kör..

Sırtta köroğlu oturur,
At kırat mı, kırat..
Tüfek icad oldu artık
Kılıcını kır at...
 
Çocuklar gitti mi çiğdem kazmaya?
Oya işlendi mi allı yazmaya?
Millet başladı mı bağı bozmaya?
Köyden bir havadis verseniz yeller.

Kocadere kurudu mu akar mı?
Kağnı gıcırtısı köyü tutar mı?
Bulgur kaynatılır metel atar mı?
Dam başına yatak serseniz güller.

Dalle'mminin Hasan sevdalandı mı?
 
Hak nurunu gerçeklerde
Gördün demek kurtulmuşum
Güzelliği çiçeklerde
Gördün demek kurtulmuşum

Sevda alevinde sinsin
Oyna ki bire gidesin
Hak gerçeklerde bilesin
Sordun demek kurtulmuşu
 
Bilmem kaçıncı hükümet,
Kuruldu kuruldu gene.
Yeter bitsin bu akamet,
İki bine geldi sene...

Çöpten ekmek aranmasın,
Ast üstüne yaranmasın.
Keleş ile taranmasın,
Gençlerimiz gene gene..
 
Paramızın değerini,
Eşeklerin eyerini,
Yakıp yıkma işyerini,
Çalışalım döne döne.

Yaralarımız sarılsın,
Sevgi hamuru karılsın,
İNCE beraber olunsun,
Ahmet, Ali, Fatma, Döne.
 
Geri
Üst