Şimdi söyleyeceklerimi yuttum , Yüreğim konuşsun harf harf…

Söylemek istemezdim ama
Yüreğim acıyor söylüyorum
Yoruldum ben bu siyah aşktan
Gönlünden firar ediyorum
Hoşçakal
baharıma kış olan
Gözlerime yaş vuran
Sevgiye ihanetim hoşçakal
Sessiz vurgun vuranın
Sen en büyük yalanım
Hoşçakal

Alıntı
 
Akşam güneşinde ürkek bir bekleyiş benimki
Gelecek te neyin beklediğini bilmeden attığım adımlar
Bir sevdaya kucak açıp yüreğimi sonsuz serdiğim önüne
Ama her zamanki gibi hüsrana uğramış yorgun bir savaşçı
Her biten günün ardından acı bir haykırış benimki
Çığlıklarıma sağır olan sevgiliye sesleniş : tükeniş
Ağlamaklı olan gözlerimin çevresindeki kırmızı izler
düşlerimin uçurumlarından attığım biçare bedenim
Artık sonu gelmiş haykırışlarımmı var benim
Yeter dediğim düşlerimin sonunu istediğim bir an
Anılarımın gölgesinde İstanbul şahit/liğinde bir sevdamı
Nedir beni ***üren? Bilinmezliklereçaresizliğe
bir hayal perdesinde seyrettiğim kahramanmıydı?
Şimdi aniden kayboldu demek ki sadece bir düş/tü …
Düşlerin arasından geldi elimden tut/amadı ….
belki bir masalın içinden çıkan kahraman/dı
Kim bilebilir benim uçsuz dünyamın içinde neredeydi?
Ama yerini bilmeliydi o zaman belki düşler üşümezdi
benim üşüdüğüm gibi!

Alıntı
 
Bir duaydı

(h)içimden taşanlar

Dudaklarıma işlemeyen

Mühr-ü sihrinde



Çıkmaz bir duvar önümde zaman

Uçsuz bucaksız bir sevda direnişinde

Bir akşamda unutsam güneşin rengini

Uç/sam…/…

Kuşların nefesine konsam




bir adım ötede sanki
dokunsam gölgeme kaybolacak
kaçıncı yorgun sabah bu
esir düşmüş dünlere…
yaprağın düşünce bıraktığı hüzün sakinliğinde
tut/un/sam / tut/ul/muyor, kaçsam / kaç/ıl/mıyor
zamansızlığımdan…
düş/sem… / …


dilimin kusuru yok
bitmeyen bir ayrılık cümlesinde
nereye koşsam, ılık bahar arifesinden
bul/an/sam rüzgarın seyrince... / …


ihtimaller dökülen yalnızlık denizinde
kaçıncı sefer bu yarım kalan
bir kırlangıç çığlığından doğsam
süzülsem dağlara…
kaç/sam... / ...



yağmur damlası olsam

dökülsem bir çiçeğin dalından

toprak koksam

gömülsem/… sem…/



zehir olsam dilime
kilit vursam sinsice hasretin kelamına
sus/sam… / …


yüz çevirmiş bir duanın
çığlıklarında kaybolsam şimdi
bittikçe başlasam…
yit/me/sem… / …


mavisi sönmüş tozlu yollara sırtımı dönüp de
içimi titreten ışığa
yakıştırırken karaları;
bir nida yapışıyor boğazıma düğüm düğüm…


uykusundan kaldırmaya kıyamadığım
bir çocuk yüzü ki;
avuçlarımda kayboluyor parmakları.
sonları hep baştan yitiren yürek
alacasında
bir yenilmişliğin can çekişiyor
biraz korkak, titrek titrek…


sevda oluyor sonra
sessizliğin adı…
feryat figan yol almaya can direten…
bir nida yapışıyor ki boğazıma
düğüm düğüm;


çıt yok…


söylesem / söylenmiyor,
git/sem... / gidilmiyor…
gidemeyişimsin…



Dilek AKIN
 
Katle kendimden başladım!

Ne varsa geçmişten kalan,
Paramparça olmalı!



Anılarım...

Gülüşlerim mesela...




Adınla yankılanan şiirlerim...



Teninde kuruyan gözyaşlarım...




Sonra yansıması yüzünün yüzümdeki...



...
Ve sırf yüzüme çarpan yüzüm yüzünden,
Derin bir darbe bıraktım hülyamda!

Hüzünlerimin ayak sesleriyle,



Çiğnendim!



Zanlı benim!


Faili oldum tüm senli hallerimin...

Şimdi anlam vermeksizin akıttığım pınarlarım var...
Kan damlıyor parmak uçlarıma, fersizliğimden... An ve an ardımda çığlıklar yükseliyor.

Pişmanlık mı?



Sanmam...

Olmasını dilediğimin düşü bitti, olacaklar yaşanıyor...

Kabul ettim her halimi ben!



Halsizliğimi mesela...



Sensizliğimi...



Sonra hissizliğimi...



Dedim ya,

Katilim ben!



Adam öldürmek kolay mı?

Alıntı
 
Yazma diyorlar bana,
yazarken canın acıyor,
ağlıyorsun..
ve gelemiyorsun kendine uzun bir süre..
yazma diyor,beni tanıyanlar..
yazarsan kurtulamazsın bu aşktan...!


Yapamıyorum,
yazmamayı beceremiyorum...
oysa sussam bir süre..
dinlense kelimeler..
Ben sussam sen yazarsın belki..
İkimizin yerine konuşmaktan yoruldum artık...



Ben yazmazsam belki yeni anlamlar yüklenir alfabeye..
Bir harfini aldım oysa onun ben..
28 harf kaldı geriye..
Artık seni tanıyanlar,
bilemeyecekler hiç..
Adının başında hangi harfin olduğunu..


Kolay değil böyle sevilmek eminim..
Hiç seni sevdiğim kadar sevilmemiş olsamda..eminim işte..
Benim nefes almamı engelleyen bu aşk,
seni de yaşatmaz,bilirim..


Bulmacaların içindeyim,
ama ne olur çözme beni..
gidersen birgün dayanamaz kalbim..
bırak sırlarla kalayım..sen hep başucumda kal..
Bana hiç "gelmemiş"olsaydın..
korkmazdım elbet "bir gün gidecek"olman düşüncesinden..
Ama geldin bana,
Ne de iyi ettin...!




Susamıyorum..Ne zaman susmak gelse içimde..
Gözyaşlarımla yıkıyorum yüzümü..
Çok ağlıyorum...
Diyor ki bir şarkı;
-ben denizden bir damlayım,o yüzden tuzludur gözyaşlarım..
Denizden doğduğum doğru..
ama artık eminim,
Doğduğum yerde ölmeyeceğim...!



Ağlatmak istemezdim kimseyi..
ve sen hiç ağladın mı,bilmiyorum..
Hayatının neresindeyim
ve yokluğumun büyüklügü ne kadar yer tutarsa
bedelini ödemeye razıyım..
Bırak gideyim..



"Tutmuyorum zaten"diyebilirsin..
doğru..
ellerinle bağlamadın ellerimi..
Dillerinle söylemedin "gitmeleri"..
Kalbimden kalbine bağlanan o kalın ilmiği sen atmadın..
Habersiz değildin ama...Sadece uyarmadın..


Bazen oturup sana mektup yazmak geliyor içimden..
Sayfalarca..renk renk..
Saçlarımı boyadığım gibi boyamak istiyorum kelimeleri..
Oturuyorum..yazamıyorum..
Boya kalemleri elimde kalıyor..
Gidip masum çocuk yüzlerini boyuyorum..
Gülüyorlar..
Birilerini mutlu etmeyi becerebiliyorum..
Az da olsa..


Kötü olabilseydim..senin için,sana karşı..
Nefret edebilseydin benden..
Denemedim mi sanıyorsun,seni sevmemeyi..
benden nefret etmeyi sana öğretmeyi..
olmadı..
ne zaman bir adım atsam senden geriye..
yüzlerce kere koştum ileriye..
Ardıma döndüğümde sen hep aynı yerdeydin..
Uzaklığımız bundandır..


Neden boğaz köprüsü var burada biliyor musun...
ben mi uydurdum yoksa bu bir hikaye miydi,hatırlamıyorum..
Ama bir şehir aşık olunca diğer şehre..kuruvermişler araya köprüyü işte..
Şehirlerin dilleri yok,anlatamazlar sevdalarını..
Benim dilim var..
Ama şehir kadar saklayamam sevdamı..
Salıverirsem birgün içimden bu aşkı..
yıkılacak bu köprü..
Hiç bir seven kavuşmasın diye....!


Olmuyor..olmuyor..
Bir mektup yazsam diyorum sana..
İnsan kalbine mektup yazamıyor...!



Alıntı
 
Sükûtumun baş-harfi,
Elemlerimin cümle hecesi!
Adın dokununca içime,
Yüreğim cevap/sızlanıyor...


Sancılı g(s)öz/yaşı vardiyalarımda,
Kirpiğime takılan hüzünler,
Ovaladıkça g(s)özyaşlarıma batıyor...


Hergün kaçak bindiğim seferlerde,
Senden bana dönemiyorum!
Omuzladığım can kırıklarım, ellerimde sızlıyor...



An be an yeni bir acıya doğrulup,
Çöküyorum dizüstü ölümlere!.



Virgülü kayıp,
Noktası kalın puntolu bir sevda taşıyor ceplerinden..

Bense kefenle(ye)miyorum heceleri!
Recmettiğin seslerinin,
Ardı sıra sus-a-mıyorum!
Ağız dolusu çığlık biriktiriyorum!...



Her satır başı hüzünlerdesin,
Silkelesemde dökülmüyorsun, satırlarımdan!


Düşlerimi giyotine kurban ettiğinden beri,
Iraksak bir vuslatın provasındayım hala!


Gökyüzünün kirpiklerimden kaydığını hissediyorum..
Ve üstüne düştüğümü devrik bir hayatın..
Yitik ömrümün ücra köşelerinde,
Adım başı hep sen varsın!


Acıya bulanmıs hüznümüzü
Hep senle yuğuyorum yâr!
Düş/tü, kırıldı zaman ellerimizde!
Dağıldı, toplayamıyorum!
Çıkmış rayından ömrümün sevinci,
Neresinden çekersem çekeyim,
Bu acıya bir sevinç yamayamıyorum!



Yine bir leyl sükûtunda yâr,
Kuşan sevda sözlerini!
Ellerinde güneşlerle,
Eskisi gibi,
Karanfil rengi düşlerinle gel!
Söndür elemin nârını!!
Ve topla cümle sözlerini,
İmlâsı bozuk düşüme,
Değdir harflerini!
Ver elini!
Kan revan olsun gidişler!.
Ver elini!
...............................


Tut artık düşlerimin ellerinden!
Ya da azat et!!
Azat et beni kendinden!!......

Alıntı
 
Ne sevda sığar içime,
Ne sevinç, ne hüzün.
Bir başka olurum,
Yağmur yağınca.
Kaçacağım bir gün buralardan,
Gözlerimi kapatıp, gökkuşağı düşleyerek
Al beni rüzgar ***ür uzaklara, ***ür sonsuza ...

Ne umut kaldı içimde,
Ne gözümde gözyaşı.
Nasıl aşsam,
Yüreğimdeki uçurumları.

Kaçacağım bir gün buralardan,
Gözlerimi kapatıp, gökkuşağı düşleyerek
Al beni rüzgar ***ür uzaklara, ***ür sonsuza

Alıntı
 
Gidilmeyen tüm şehirler “sen” oluyor
“ben” yabancı bir çığlık kalıyor düşlerine
Varlığıma bir sıfat biçilmiyor derinlerinde


Dilimden düşen son yalanım!
satır aralarımda bulunmazsın.
Kaç kalan olmanın paydasında yazıyor ki adım?

Verilmiş sözlerden inciler dizerken bileklerime
İnandığım tüm sözcükleri
Unutulmuş cümlelerin içine sığdırdı “her kimse”

//...

Şimdi ise
Sularımda yağmalanırken ateş
Devrik bir cümle oluyorum
Yalan-yanlış sevdiğim tüm masallara…




(// bitmedi… uzunca yazılır bu boşluğa…)



Alıntı
 
Bu sana yazdığım son satırlar…

Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime, umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün; Alın atık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın aranızda…

Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı, sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum.

Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay… Gittiğini sandığın sen, giderken bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden…. Geri vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait.

Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası olacak yatağında.. Benim içinse sadece "sen" var olacak baktığım her yerde… Ve işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yağan yağmur gizlemeyecek gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım!

Alıntı
 
Kuşlar unutulur akşam dalında
Mecnunlar yok oldu aşkın yolunda
Ben sana baglandım sevgi kolunda
Prangaya vurdun unutamadım .
 
Geri
Üst