-teodosİc.` den seÇmeceler. ~

images


Devrilir gökten Tanrı, solar cehennem ateşleri:
Melek ve Şeytan’ın adamları çeker giderken:
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
 
When_your_soul_embarks_by_iNeedChemicalX.jpg


Yüreğini bırakıpta gitmenin,
Bedelini banamı ödetiyorsun.
Daha ayrılığa on var.
Sevabını dökmedim satırlara,
Günahını bana yaşatma.

Yüzüstü yatıyor düşler.
Kavrulmuş hikayelerin,
Çığlıkları dolduruyor şehri.
Benim hikayem sen olma.

Kapımın eşiğinden girmesin hayalin.
İstemem kalsın...!
Dua diye büyüttüğüm,
Senin adın olsun.
Namınımı soruyorsun söyle.
Kahrettiğim bu canım,
Ne olsun...!

Şafağın alacasına gizlenmiş,
Mahmur gözyaşlarımı görmedinmi.
Bundanmıdır göğe başını kaldırmaman.
-ki ben şafak alacasının,
Her tonuyla yağmıştım.
Ve hep saçlarında bir damlam olmuştu.

Gitme...!
Daha ayrılığa on var.
Gözlerine dudaklarımı değil.
Bakışlarımı bıraktığım gün.
Her bir damlam,
Dopdolu hislerle,
Süzülmüştü gözlerine.
Simsiyah bulut mu olmam lazım.
Yoksa sis olup çökmeliyim mi,
Kefenimin rengine.
Ah gözlerin.
Gözlerin...
Kefenim sen olma...!
 
yanlizlik_kiz_deniz.jpg


Dudaklarımın kıvrımlarına ismini yazdığım, gözlerine doymadı dilim susamışken. Yokluğun zamansızlığım, varlığın mucizem.



İliklerime kadar titreten hayalinle kutsanıyorum yine her gece olduğu gibi. Ayrılığın adını dahi anlayamadan yaşattığın hasretin köpüğünü yudumluyorum. Dışarıdan bağırıyorlar, toprak çıldırmış, aklıma mukayyet ol Rabbim, dibi kırılmış kadehlerin küflenmiş parçaları geziniyor gökyüzünde.



Ben susuyorum,

Kanıyorsun sen.

Sen susuyorsun ebedi,

Yanıyorum ben.



Seni yazan cümlelerim acıttı edilen duaları. Şimdi okyanusları yıkayan nil kadar bulanığım. Yaralılığım, üstüme kapattığın gözlerin için. Çıldırmışlığım, yüzünü kapattığın duvağın için oysa ne kadar da güzel yüz kıvrımların vardı kıyameti susturan.



Küçükken hep dargınlığıma sebep üç tekerli bir bisikletim vardı, kardeşlerimden uzak geçerdi günlerim. Şimdi durmak bilmeyen sızın var damarlarımda, ondandır senden bile uzaklığım.



Nefesinden cümleler türettim, ne paragraflara ağladı şehirler..

O bakışına büküldü beller, kahretsin işte şuramda şehirler..



Olmayacağının adını yazıyorum ve uzun satırlara şahitlik ediyor hüznümün mürekkebi. Olmayabilirsin, cünüp bir ömrün içinde guslü özlettirebilirsin bana. Ben seni mucizelerin bile vuslata mucizeyle baktığı gibi inanılması güç bir sevdayla sevdim, senin hükmünü bekleyen düşsel ülkemin acısı..



Ne kadar varsa yeryüzüne ait bir zimmet, hepsi soldu, kurudu. Senin için kat ettiğim kilometrelerin terkedilmiş durakları yıkıldı. Sorulara artık cevaplar hükmetmiyor, Reddediliyor doğmamış çocuklar. Katiller cesedlerin içinde kıyama durdu. Ne kaldı söyle daha başka, beni musallada yıkamaya var mısın ya da mezarımı yeryüzünden uzak, uzun dehlizlerde kazmaya var mısın. En zoru intihar biliyormusun, şimdi cümlelerimde kendimi boşluğa bırakıyorum, sen zahmet etme cesedim kokmadan mezarıma giriyorum.



Bari kabrime güneş ol!



Dizleri yamalı çocukluğumun,

Büyümüşte küçülmüş zamanlarına,

Ağlıyorum..

Seni okurdum sabah ezanları vakitlerinde ettiğim dualarda.

Sonra yumuk yumuk avuclarımı semaya kaldırır,

Rabbimden yağmur yağdırmasını dilerdim.

Meğer sen beni öldürmüşsün.

Ve o masum dilekli yağmurlarımda,

Beni yıkamışsın.

Olsun.

Dudaklarımın kıvrımlarında bir dualarım asılı birde sen.

Ve hala bende ki en temiz yansın sen.
 
taro6aiwtqa2vxvcz6fmir4za2.jpg



Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle.
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle..
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın,
kocaman gözlerin gerçekten var.
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ,
ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile...

Nazım Hikmet Ran
 
mu.jpg



Hiç bir telaş kaygı etmedi, benim seni ettiğim kadar.

Ve hiç bir hayat yüze tükürmedi, ben seni tanıyana dek.

Sevgili! Yüzümemi gelmedin.

Hırçın sularıyla semtini yıkarken marmara,

Kovma n'olur, kapında beklemekteyim.

Kabuk değiştirmiş bir sürüngen gibi,

Dilenmekteyim!



Kutsiyetini mevlamdan alan çuha çiçeği,

Nemli bir sabaha uyanmaktayım.

Sadece nefesine ihtiyacım var,

Acile düşen bir hasta kadar.

Ayrıntıları hiç düşünmeden,

Koleksiyonlara düşmüş tüm aşklardan sıyrılarak,

Koca bir coğrafyada kanamaktayım.

Çocuklar biriktiriyorum.

Salıncaklar kuruyorum.

Gel bir elde sen ol.

Cennetin kızı!

Direnmekteyim.
 
pink-water-drop.jpg


Ve dörtte üçü su olduğundan mı vücudumuz okyanuslar gibi ay'ın cazibesinin etkisindedir?




Bu yüzden mi içimiz gelgit halindedir?
Sular ve gökler arasında yapayalnızım.

Tut ki yeni yaratılmışım.
Bu yüzden mi sudan sebeplerle yitiririz su gibi aziz şeyleri çoğu zaman?



Sular durulduğunda aydınlanır anlamlar, ama sular durulmaz dalgalanmadan...
 
Geri
Üst