Allah Sevigisi Şiirleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Almeria
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Gaffar odur

Bâtın odur, Zâhir odur,
Evvel odur, Âhir odur,
Kadir odur, Kahir odur,
Ceza veren, Kahhar odur.

Dilimizde Sübhan odur,
Lütfedici Rahman odur,
Âlemlere sultan odur,
Rahim odur, Gaffar odur.

Yumurtadan kuş türeten,
Kudret dilini söyleten,
Gizli açık kusur örten,
Ayıpları Settar odur.

Yunus’u yoktan yaratan,
Göğü yıldızla donatan,
Her şeyi dengede tutan,
Güç yetiren Cebbar odur.
 
Bülbül niçin ağlarsın?

Nedir bu garip hâlin?
Bülbül niçin ağlarsın?
İzini mi kaybettin?
Bülbül niçin ağlarsın?

Karlı dağdan mı aştın?
Deryalardan mı geçtin?
Gülden mi ayrı düştün?
Bülbül niçin ağlarsın?

Peşine kim takıldı?
Gül bahçen mi yakıldı?
Sarayın mı yıkıldı?
Bülbül niçin ağlarsın?

Niye garip ötersin?
Öyle figan edersin?
Sılaya mı gidersin?
Bülbül niçin ağlarsın?

Uykudan mı uyandın?
Al kana mı boyandın?
Gül aşkıyla mı yandın?
Bülbül niçin ağlarsın?

Öyle niçin inlersin?
Dertleri yenilersin,
Hoca’dan ne dilersin?
Bülbül niçin ağlarsın?
 
Seni gören göz

Şu göz ki seni gördü,
O kime nazar ede?
Şu can ki seni sevdi,
Tende ne karar ede?

Düşer âşık aşkına,
Derdine yanıp dura,
Görmek dermandır ona,
Doktor ne tımar ede?

Aşkın ezeli yeri,
Kalmaz asla hiç geri,
Duyan âşık, haberi,
Yokluğu şikâr ede.

Sen bir gani sultansın,
Canlar içinde cansın,
Canlara da canansın,
Dil nasıl ikrar ede.

Gerçek şaha kul olan,
Gönlünü sana salan,
Seni kendinde bulan,
Nereye sefer ede?

Bu çeşniyi tadana,
İçmeli kana kana,
Derdine düşen cana,
Hekim ne tımar ede?

Bu sırları duyanı,
Eğer âşıksa canı,
Açıldı cevher kanı,
Alana haber ede.

Yunus der ki bu ara,
Hazret’e yüzü kara,
Müflistir yoktur para,
Neyiyle pazar ede?
 
Yanayım

Şöyle hayran et beni,
Aşk ateşine yanam,
Her nereye bakarsam,
Gördüğüm seni sanam.

Beni sever Sübhânım,
Ona fedadır canım,
Neşe doludur anım,
Ya ben nice eğlenem?

Yedi cehennem yanmaz,
Bir âhıma katlanmaz,
Sekiz cennet aldatmaz,
Bunda neye eğlenem?

Gelse de yüz bin huri,
Gözümde yok hiç biri,
Aşkın gönlümde yeri,
Senden nice usanam?

Aşkını duydu canım,
Aydınlandı cihanım,
Yoktur elbet mekânın,
Seni nerde arayam?

Yedi deniz geçersem,
Yetmiş ırmak içersem,
Susuzlukla göçersem,
Dost şerbetiyle kanam.

Yunus’un hoştur sözü,
Aşkla yanıyor özü,
Kördür münkirin gözü,
Ben neleri gösterem?
 
Hakkın cemali

Bülbülü şeyda eden,
Aşkın bir cilvesidir.
Âleme rüsva eden,
Aşkın bir cilvesidir.

Aklımı baştan alan,
Beni sevdaya salan,
Şeyhime köle kılan,
Aşkın bir cilvesidir.

Oku büküp yay eden,
Bağrı delip ney eden,
İşlerimi vay eden,
Aşkın bir cilvesidir.

Aklımı bihuş eden,
Bağrımı bir taş eden,
Âlemde sarhoş eden,
Aşkın bir cilvesidir.

Gönlümü tutup yakan,
Dertten dertlere sokan,
Kendine mahsus kılan,
Aşkın bir cilvesidir.

Varlıkları aldıran,
Hülyalara saldıran,
Deryalara daldıran,
Aşkın bir cilvesidir.

Gözleri giryan eden,
Ciğeri büryan eden,
Yoluna hayran eden,
Aşkın bir cilvesidir.

Yunus’u mahzun eden,
Sanki bir mecnun eden,
Haline memnun eden,
Aşkın bir cilvesidir.
 
Sürmüşler

Her türlü cefaların,
Adına aşk demişler,
Bu cefaya katlanan,
Dosta halvet vermişler.

Kim ki aşka ulaşa,
Durmaz kaynayıp taşa.
İyi kötü baş başa,
Dört yanında durmuşlar.

Her kim aşk eri ise,
Aşka müşteri ise,
Aşk onun yâri ise,
Cana ateş koymuşlar.

Yunus koru kendini!
Bırak çekip gideni!
Aşkı inkâr edeni,
Bu meydandan sürmüşler.
 
Boş görme

Öyle boş görme beni!
Dostları görüp geldim.
Nice ibretli demi,
Dostlarla sürüp geldim.

Hak’tır söyleyen dilde,
Neler var ki şu kulda,
Varlıklarım o ilde,
Buraya garip geldim.

Tüccarım malım çoktur,
Benim ortağım Hak’tır,
Asla ziyanım yoktur,
Cümle değişip geldim.

Âdem olmak istedim,
Dünyadaymış kısmetim,
Bilmeden buğday yedim,
Cennetten çıkıp geldim.

Nuh oldum tufan için,
Çalıştım iman için,
İnanmayan münkiri,
Suya boğdurup geldim.

Yalan değildir sözüm,
Bak yüzüme, aç gözün!
Belli oluyor izim,
Şu yoldan erip geldim.

Circis oldum basıldım,
Mansur oldum asıldım,
Hallaç pamuğu oldum,
Bunda atılıp geldim.

Zekeriya’ydım kaçtım,
Koşup ağaca geçtim,
Kanımı yere saçtım,
Kelle kestirip geldim.

İşi yapan Sübhan’dı,
Bilen buna inandı,
Yunus ise pinhandı,
Suret değişip geldim.
 
Vuslat eri

Vuslat eri olmuş isen,
Bu dert ile firak nedir?
Dostu yakın görmüş isen,
Bu baktığın ırak nedir?

Vuslat eri olan kişi,
Gerçekleri bulan kişi,
Yolunda yol alan kişi,
Bir görelim durak nedir?

İlim gözün hicabıdır,
Ölüm kalım hesabıdır.
Eldeki aşk kitabıdır,
Bu okunan varak nedir?

Yunus gözünü açasın!
Nefis tuzağın seçesin!
Dost menziline geçesin!
Ondan iyi durak nedir?
 
Yandı yürek

Yandı yürek tutuştu,
Ciğer sanki kebaptır.
Âşıkların şerbeti,
Bu derdime sebeptir.

Kimi durmaz aşk düzer,
Kimisi var, aşk bozar,
Kimisi sarhoş gezer,
Onun işi haraptır.

Aşkla çalındı kalem,
Aşka esirdir âlem,
Âşık olarak ölem,
Bilmeyene hicaptır.

Medrese müderrisi,
Görmedi böyle dersi,
Âciz kaldı cümlesi,
Bilemez ne kitaptır.

Bak davacı şeytana,
Başvurmuştu yalana,
Yalan dava kılana,
Karşılığı azaptır.

Öğren hakkı bulmayı!
İste miskin kalmayı!
Yunus miskin olmayı,
Arzulayan Çalap’tır.
 
Nasıl bilir?

Aşkın acı tadını,
Tatmayan nasıl bilir?
Yükün ağırlığını,
Tartmayan nasıl bilir?

Değişir hâl ve eda,
Başkadır onda seda,
Hakk’a başını feda,
Etmeyen nasıl bilir?

Siler kalbin pasını,
Bilir malın hasını,
Ayrılığın yasını,
Tutmayan nasıl bilir?

Durmaz ağrıtır başı,
Akıtır gözden yaşı,
Zehir katılmış aşı,
Yutmayan nasıl bilir?

Nasip olmaz her kula,
Düşürür uzun yola,
Varlığını bir pula,
Satmayan nasıl bilir?

Karda, kışta, soğukta,
Ayakları batakta,
Diken dolu yatakta,
Yatmayan nasıl bilir?

Gözlerinde korku yok,
Görenleri eder şok,
Hedefe doğru bir ok,
Atmayan nasıl bilir?

Yaklaşılmaz yanına,
Kıymet verir canına,
Canını c******a,
Vermeyen nasıl bilir?

Görmemiş, bilmez sefa,
Her zaman çeker cefa,
Dostlarından bir vefa,
Görmeyen nasıl bilir?

Tuzakları, bağları,
Kırar demir ağları,
Çıkılmaz sarp dağları,
Aşmayan nasıl bilir?

Duramaz hep bir yerde,
Ateşler yanar serde,
Şu aşk denilen derde,
Düşmeyen nasıl bilir?

Görülmez belki düşte,
Mâşuku var her işte,
Yunus gibi ateşte,
Pişmeyen nasıl bilir?
 
Pehlivan var

Yüreğim nasıl yanar,
İçimde inilti var.
Bu halkın arasında,
Halimize gülen var.

Bırak sen gülen gülsün,
Yeter Hak bizim olsun,
Gâfil bunu ne bilsin,
Yaratanı seven var.

İhlâs, amel azıktır,
Bu yol gayet uzaktır,
Dünya ona tuzaktır,
Arasında umman var.

Girmişiz doğru yola,
Bakmayız sağa sola,
Yardımcımız Hak ola,
Yanımızda Rahman var.

Kim derse ben pehlivan,
İşte bekliyor meydan,
Şahit olmalı cihan,
Buralarda merdan var?

Yunus sen, vazgeç bundan,
İsteme öyle meydan,
O meydanın içinde,
Sayısız pehlivan var.
 
Analım Rabbimizi

Tesbihlerle, taşlarla,
Analım Rabbimizi.
Gözden akan yaşlarla,
Analım Rabbimizi.

Ceylanla âhu ile,
Diriliş ruhu ile,
Yâ Allah, yâ hû ile,
Analım Rabbimizi.

İsmini okuyarak,
Günahı bırakarak,
Baş açık, yalınayak,
Analım Rabbimizi.

Dine uygun sohbetle,
Edeb ile, sünnetle,
Şükranla ve minnetle,
Analım Rabbimizi.

Şükreden şâkir ile,
Zikreden zâkir ile,
Zenginle, fakir ile,
Analım Rabbimizi.

Hoca, gülle, sümbülle,
Güle âşık bülbülle,
Günahtan uzak dille,
Analım Rabbimizi
 
Allah’ım

Lütfedip aç bize doğru yolunu!
Merhamet sahibi yüce Allah’ım.
Sensin esirgeyen cümle kulunu,
Merhamet sahibi yüce Allah’ım!

Gaflet uykusundan uyandır bizi!
Her işte rızana dayandır bizi!
Emredilen renge boyandır bizi!
Merhamet sahibi yüce Allah’ım!

Bizde olmasa da, hiç bir liyakat,
Büyükler bizlere eder refakat,
Hüdayi kulunda kalmadı takat,
Merhamet sahibi yüce Allah’ım!
 
Gidelim

Dostunla yapılan ahitten dönme!
Haydi gönül, dost iline gidelim.
Sakın bu fâniyi vatan edinme!
Haydi gönül, dost iline gidelim.

Allah aşkı ile yanıp coşmalı,
Kanatlanıp engelleri aşmalı,
Senin ile tam hedefe düşmeli,
Haydi gönül, dost iline gidelim.

Hayat iklimine ermek istersen,
Dostun bahçesini görmek istersen,
Solmayan gülleri dermek istersen,
Haydi gönül, dost iline gidelim.

Dosttan yana kanatlanıp uçarak,
Hüdayi’yi alıp dağlar geçerek,
Hızır gibi âb-ı hayat içerek,
Haydi gönül dost iline gidelim.
 
Yetmez mi Allah bize?

Bırakmalı dünyayı,
Yetmez mi Allah bize?
Atmalı mâsivayı,
Yetmez mi Allah bize?

Gâfil ister dünyada,
Ârif ister ukbâda,
Herkes ayrı sevdada,
Yetmez mi Allah bize?

Dertliler derman ister,
Gönüller sultan ister,
Âşıklar canan ister,
Yetmez mi Allah bize?

Bülbül eder güle zâr,
Pervaneyi yakar nar,
Herkesin bir derdi var,
Yetmez mi Allah bize?

Herkes bir yola gider,
Yollarını metheder,
Hüdayi de şöyle der:
Yetmez mi Allah bize?
 
Rızıksız kul olmaz

Bir gün bahtımız açılır,
Böyle battıkça batmaz ya!
Hâlık sebepler yaratır,
Kapısını kapatmaz ya!

Yalvarışım benim Hakka,
Değildir rızk için hâşâ,
Rezzak-ı âlemdir Hüdâ,
Rızıksız kul yaratmaz ya.
 
Tevhid

Rabbimizi ******,
Tevhiddir işi gücü.
Hak aşkıyla y******,
Tevhiddir işi gücü.

Rabbim çok nimet vere,
Sayısız lütfa ere,
Geçmez ömrü boş yere,
Tevhiddir işi gücü.

Büküp oturur dizi,
Dünyadan yumar gözü,
Hikmetlidir her sözü,
Tevhiddir işi gücü.

Gafletten uzak durur,
Kalbi Hak diye vurur,
Zikirle dili kurur,
Tevhiddir işi gücü.

Gece gündüz zikreder,
Bırakmaz onda keder,
Vaktini etmez heder,
Tevhiddir işi gücü.

Hoca boş işi bırak!
Eceli sanma ırak!
Salihlere yok durak,
Tevhiddir işi gücü.
 
Sensin

Tende canım canda, cananım sensin,
Gönlümün tahtında, sultanım sensin.

Dert sabaha kadar, inletir beni,
Derdimin içinde, dermanım sensin.

Yere göğe sığmaz, mümin kalbinde,
Katremin içinde, ummanım sensin.

Bütün varlığımla, muhtacım sana,
Niyazi gönülde, fermanım sensin.
 
La ilahe illallah

Demeliyiz her zaman,
La ilahe illallah...
De tazelensin iman!
La ilahe illallah...

Endişesi Hak ola,
Gönlü nur ile dola,
Azık edesin yola,
La ilahe illallah...

Yabanda koymaz seni,
Ateşe kıymaz seni,
Çürütmez nazik teni,
La ilahe illallah...

Unutmazsan Rahmanı!
Kovar senden şeytanı!
Mümin eder insanı,
La ilahe illallah...

Kararır o gün yüzler,
Tutamaz olur dizler,
Delil olur bu sözler,
La ilahe illallah...

Bırakmamalı elden!
Düşürmemeli dilden!
Söyle canı gönülden!
La ilahe illallah...

Hoca yapış Sünnet'e!
Kavuşursun himmete,
Koyar seni Cennete,
La ilahe illallah...
 
Hoşa geldi

Dertli gönlün yarası,
Kaynadı taşa geldi.
Aşk denizi dalgası,
Başımdan aşa geldi.

Şu aşk canıma yetti,
Sabrımı alıp gitti,
Sırlarımı faş etti,
Bu garip başa geldi.

Benim gönlümü alan,
Canıma canan olan,
Beni divane kılan,
Önüme düşe geldi.

Baktım ki ileriden,
Çıkageldi yeniden,
Beklemezken aniden,
Tedbirim şaşa geldi.

Durulmaz aşk önünde,
Bela eser yönünde,
Canım ezel gününde,
Aşka ulaşa geldi.

Yapış aşkın izine,
Bakarken dost yüzüne,
Bir hal oldu gözüne,
Ansızın tuşa geldi.

Eşrefoğlu Rumi’nin,
Varlığı hepsi senin,
Her ne ki, senden geldi,
Canıma hoşa geldi.
 
Geri
Üst