Kalbin Ağlasada Gülümse İnadına ..! Şiir Arşivi

Madem gitmek istiyorsun.
İşte kapı...!

Bütün yaşanmışlığı bırakabilirsin bana... Yalanlarını al yalnızca!
Ve bir de yüreğimde yaktığın ateşe bir bardak su lütfen...


Kapıyı giderken hızlı çarp, sessiz olmasın gidişin... Dönmeyeceğini bileyim.
Suratıma çarpar gibi...
Küfreder gibi...
Hiç sevmemiş gibi..!


Şimdi sana beslediğim tek duygu : Nefret!

Ağlamak istemiyorum. Hadi! Acele et.
Gözlerine bakarsam, git diyemem.
Yalanımı anlarsın, nefret edemem.


Hoşça kal deme sakın!
Görüşürüz diye umutlanırım, " Elveda! " de.
" Gidişim şimdi, dönüşüm yok. " de.
Her şeyin hazır güle güle.

Gitme(sen) ?
Bitme(sen) ?
Kal desem ?


Yine de gidiyorsun.

Bu da vicdanıma kapak olsun...!
 
Söylenen Tüm Sözler, Yazılan Bütün Yazılar Sana Dair..

Yapılan Bütün Besteler Senin İçin, Dinlediğim Bütün Şarkılarda Hep Sen Varsın. Ve Bütün Bu Ağaçlar, Bu Deniz, Bu Rüzgar, Bu Yağmur Senin İçin...

"Bir Teselli Ver, Kırılan Gururuma
Bir Tebessüm Et, Unutursun Zamanla"

Sana Ait Ya Bütün Yaşadığım Güzellikler, Bütün Çirkinliklerse Senin Güzelliğinin Onayı İçin. Bu Koca Evren, Evrende Her Ne Varsa Senin İçin. Bu Deniz Kenarı, Kayalara Vuran Dalgalar Ve Aşık Olduğum Yosun Kokusunda Bile Hala Sen Varsın...
 
Şimdi yağmur gibi sözlerim , belki içinde kırılır kalır ağlayan gözlerin, sarılıp öpsen çare değil ki yüreğimde deprem olur bu şehir çöker üzerine , kar etmez sevişler , iç çekişler şimdi zaman yaralı şimdi içim tümden zararda son vapurda şimdi varlığım , yokluğum sana kalan yarimm , uyudu gece uzadı hasret ve son bilet koptu yerinden , nefesim soldu yolculuk vakti şimdi , yüreğimde yangın çıkar bakma iki gözüm , yağmur bakışlı rüzgarımın sesi bak bitiyorum , bak son vapur artık kalbimin içii gidiyorumm….dur demeyi bilmedi yüreğin …GİDİYORUMM…
 
Şimdi yağmur gibi sözlerim , belki içinde kırılır kalır ağlayan gözlerin, sarılıp öpsen çare değil ki yüreğimde deprem olur bu şehir çöker üzerine , kar etmez sevişler , iç çekişler şimdi zaman yaralı şimdi içim tümden zararda son vapurda şimdi varlığım , yokluğum sana kalan yarimm , uyudu gece uzadı hasret ve son bilet koptu yerinden , nefesim soldu yolculuk vakti şimdi , yüreğimde yangın çıkar bakma iki gözüm , yağmur bakışlı rüzgarımın sesi bak bitiyorum , bak son vapur artık kalbimin içii gidiyorumm….dur demeyi bilmedi yüreğin …GİDİYORUMM…
 
Hakikatli açıklamalar istiyor tüm sorularım.
Yazık... Fısıldadıkça önemini yitiriyor tüm sayıklamalarım.
Ufalanan ve yakan küçük çiviler kendine saplanıyor, bedeni mıknatıstanın.
Halbuki sıcak bir yalan yetecekti belki, leş kargalarını bile güldürecek...

...kılavuzum olmadı hiç,
belki de sırf bu yüzden yönsüzdüm....
Piramitler içinde kendi mezarını arayan; Tanrım da olmadı, öldükçe dirilten.

Küçük neşesiz kadınlardan biriydim...
Hikayesi olan.
Umursamayan.
Kocaman bir "hiç"tim de,
avcılar av ararken, yine de bu soyut düşlere kanmayı sevdim.

Sorsalardı, gelmezdim elbette bu amaçsız işleyen küçük mekanizmanın dişlisine dişice.
Ben gidince her şey duracak, sonra sıkıntılı homurtularla devam edecek büyük gürültü kaldığı yerden.

Biliyorum.
 
yeşerdi yüreğime ektiğim ümit tohumları
ve yürüdüğüm yol değil artık sevda kaldırımları...
tuttuğum el efsaneye dönmüş bir sevda masalı
ve sen yüreğimin en cennet bahçesinde saklı...

adın andım olmuş yaşadıkça dudaklarımda
bir sevda masalısın puslu hafızalarda
yürekten bir tutku bir şiirden kefen vücudumda
sevdayı sardım sırtıma adımlarım senin yolunda...

yüreğimin solgun sarısı doğan günün habercisiymiş bilemedim
ben durdum hep bekledim adımlarımın yönünü seçemedim
sen gittim dedin ben bittim diyemedim bekledikçe sevdim
kaderime senden kaleler kurdum yalnızlığa yenilmedim...

sadece sevdim.
sevdikçe bekledim
bekledikçe sevdim
ve yeşillendi umut tohumlarım
sevdim sevindim...
 
Gizlice buluşan
İki sevgilinin fısıltısı gibi
Yağmur yağıyor dışarıda.
Ben / seni düşünüyorum...

Camda
Billur damlalarıyla
Dansediyor yağmur.
Diniyor toprağın suya hasreti
Kucaklaşıyor gibi
Gökyüzüyle toprak.
Ben / seni düşünüyorum.

İnsanlar
Yine bir koşturmaca içinde.
Herkes bir umudun peşinden gidiyor.
Kimi / umutla
Bekliyor ağır bir hastanın başında
Dinliyor nefesini
Korkarak ölümünden sevdiğinin
Ağlıyor.
Ben / seni düşünüyorum.

Herkes bir uğraşı
Herkes bir telâş
Herkes bir umut peşinde.
Ben
Sadece seni düşünüyorum.
Bilmiyorum / dünyada
Seni düşünmekten başka bir şey
Çabam da yok zaten bu konuda.
Senden başka hiçbir şeyi
Umursamıyorum.
Seni düşünüyorum
Seni düşünmeye
Devam ediyorum......
 
Bu şehir aldı varolmuş olacak
Bütün ümitlerimi
Kayboldu yitip gitti eridi engin denizinde
Nice hayallerim sevgilerim
Dost edindirdi yalnızlığı bu şehir.

Bu şehir bana sensizliği verdi
Verilebilecek pek çok şeyin arasından
Terkettirdi özlemlerimi bana
Bu şehrin adı yalnızlık kokusu ayrılıkmış

Anladım
Ayrılıp yalnız kaldığımda.
 
Yağmurlar içime içime yağıyor
İçimdeki kuraklık bitmiyor
Bitmez sandığım yollar aynı çıkmazda tükeniyor
Çünkü yoksun gelmiyorsun
Bir çığ gibi büyüyorsun…
 
Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara - bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır bu gülüşüm..
 
Ve en çok Seni Özledim ben...
Gözyasilarimi omuzlarinda birakip gitmek istiyorum simdi...
Sana, kim oldugumu söylemeden, arkama bakmadan...
Agladigimi sana göstermeden...
Seni çok özledim ama çok özledim...
Çocuklugum!!!
 
--------------------------------------------------------------------------------

Oyunların kuralını bozan hep benim
Gırgırı şamatayı seven hep benim
Bilin bakalım ben kimim?
Hem senin hem onun yerine geçerim
Ama kendim olamam hiç olamam hiç kendim
Bilim bakalım ben kimim
Kim kim kim kim?
Bulmak istiyorsan beni önce bir gör kendini
İçindeki o haylazın sesi
Şşştt! hadi şunu yapsana diyen benim
Kafandaki sorulara cevap verenim
Bilin bakalım ben kimim?
Hem senin hem onun yerine geçerim
Ama kendim olamam hiç olamam hiç kendim
Ben jokerim!
Ama kendim olamam hiç olamam hiç kendim
Ben aslında hep senim
Ama kendim olamam hiç olamam hiç kendim
Bilin bakalım ben kimim?
Aslında ben hep senim!
 
Akşam güneşinde ürkek bir bekleyiş benimki
Gelecek te neyin beklediğini bilmeden attığım adımlar
Bir sevdaya kucak açıp yüreğimi sonsuz serdiğim önüne
Ama her zamanki gibi hüsrana uğramış yorgun bir savaşçı
Her biten günün ardından acı bir haykırış benimki
Çığlıklarıma sağır olan sevgiliye sesleniş : tükeniş
Ağlamaklı olan gözlerimin çevresindeki kırmızı izler
düşlerimin uçurumlarından attığım biçare bedenim
Artık sonu gelmiş haykırışlarımmı var benim
Yeter dediğim düşlerimin sonunu istediğim bir an
Anılarımın gölgesinde İstanbul şahit/liğinde bir sevdamı
Nedir beni ***üren? Bilinmezliklereçaresizliğe
bir hayal perdesinde seyrettiğim kahramanmıydı?
Şimdi aniden kayboldu demek ki sadece bir düş/tü …
Düşlerin arasından geldi elimden tut/amadı …
belki bir masalın içinden çıkan kahraman/dı
Kim bilebilir benim uçsuz dünyamın içinde neredeydi?
Ama yerini bilmeliydi o zaman belki düşler üşümezdi
benim üşüdüğüm gibi!
Evet bir gün bitti koskoca bir gün
Ne yaşandı ne bitti giden ömrümden bir bölümdü
belkide bir film karesiydi düşlerin orta yerinde
Belki de kabus/ dur bir an önce bitsin o halde
Kan revan içinde kaldı uykularım yoksa öleceğim kahırdan
Uyandırın bir an önce uyandırın lütfen / durun !!! dokunmayın ..
beni uyandırsın yüreğime en son dokunan !
Duymuyorsa ruhumun çığlıklarını elveda o zaman..
 
yarısı
Saat 01.. Yoksun..
Nerelerde kaldın kimbilir
Kimin acılarına daldın yeniden
Yağmurlar caddeleri dövüyor
Kent sarsılıyor binbir yerinden

Rüzgar devirdi elektrik direklerini
Kör bir lambanın ışığında kaldım
Radyoda bir hüzzam şarkı
Seni beklerken gece yarısı
Geçmişe daldım

Gece yarısı
Saat 01.. Yoksun..
Bu gece gelecektin
Gelmeliydin..
Anlatacaklarım vardı biliyordun
Yeni bir gün başlayacak birazdan
Gelmiyorsun..
Gece yarısı
Saat 01.. Yoksun..
Biraz daha gelme
Ne olursun..
 
--------------------------------------------------------------------------------

İçimdeki çocuktu sana inanan kanan
İçimdeki çocuktu sana baktıkça yanan
İçimdeki çocuktu seni yandıkça anan
Ya bir de ben olsaydım sen o zaman görürdün

Sen o zaman görürdün med ile cezirini
Sen o zaman görürdün şah ile vezirini

Ben değildim yollara bakmak ile yetinen
Ben değildim yaşayan sensiz saadetinen
Ben değildim sabreden örfinen adetinen
Ya bir de ben olsaydım sen o zaman görürdün

Sen o zaman görürdün med neymiş medet neymiş
Sen o zaman görürdün örf neymiş adet neymiş

Elini ellerimdi tutmak isteyen içten
Yüreğim heyecandan çırpınandı sevinçten
Gece gündüz demeden bıkan bu bekleyişten
Ya bir de ben olsaydım sen o zaman görürdün

Sen o zaman görürdün med ile cezirini
Sen o zaman görürdün şah ile vezirini

Mehtaplı gecelerde o taş atan denize
İç çektikçe hırslanan ılık nefesinize
Bilmeden düşünmeden giren kafesinize
Ya bir de ben olsaydım sen o zaman görürdün

Sen o zaman görürdün med neymiş medet neymiş
Sen o zaman görürdün örf neymiş adet neymiş!
 
Ateşe değmiş rüyalarınaçağırma beni
Sensizlikte yarı uykularımı bölüp
Mehtabın altında ellerini tutsam da
Bir sabah doğan güneşle gideceğim
Sürgün yemiş düşlerine çağırma beni
Yıldız misali avuçlarında sönüp
Hançerli sırtımla sana koşsam da
Bir Temmuz akşamında ayazlarıma döneceğim
Ağıtlarınla yıkanmış yollarına çağırma beni
Çileye adanmış umutlarımla gözlerine düşüp
Hüznün aynasına düşen gülüşlerinde asılı kalsam da
Hoyrat rüzgarın kanadında sensizliğe sürüleceğim
İntihar kokan ellerine çağırma beni
Gözlerinin alevinde avuçlarına gömülüp
Son nefesimde adını dudaklarıma bıraksam da
Sen yaşarken ben sensizlikte çürüyeceğim
Çağıracaksan
Senle ölümsüzlüğe
Bahar tadındaki gülüşlerine çağır beni
Alacaksan sensiz nefesimi
Gözlerinde pervaneyken al bedenimi
Kapatacaksan gözlerimi
Gözyaşımla yüreğine sığınmışken
Sonsuzluğa kapat yorgun güneşimi
Ve çağıracaksın beni
Mutluluğun bestesinde
Yüreğine çağır beni...
 
Şimşekler çaktı aniden
Martılar sustu... Güller sustu...
Ben sustum... Gözlerin sustu...
Dünya durdu...
Tek konuşan yalancı ve sana çok yabancı bir rüzgardı.
Sesin sana dahi yabancı... Banaysa bir felaket...
İster deprem de çünkü yıkıcıydı.
İster sel de çünkü aniden bastırmıştı.
Ölü değil yaralı çıktım felaketten.
Bilinç kaybı önce susuş...
Ardından görmediğin göremeyeceğin ama var olan gözyaşlarım...
Onlar dahi sustu... Sessizce aktı gözpınarlarımdan.
Ben hep sustum kulaklarımda o yabancı ses.
Önce kulaklarımda sonra yüreğimde.
Gidiyorum işte.
Sesin sahibinin de emrettiği gibi.
Ne tuhaf yabancı bir sese itaat ediyorum.
Ne tuhaf hiç bir kelime edemiyorum mantıklı.
Susuyorum... Sanki dilim bağlı...
Yüreğimse çıkmak üzere yerinden.
Ben sanki dünyanın en küçük varlığı o an.
Eziliyorum... Susuyorum...
Çünkü konuşsam da duyan olmayacak biliyorum.
Son enerjimi harcıyorum arkamı dönmek için
Ve oturacak bir yer bulabilmek için.
Çünkü biliyorum bu yükü bacaklarım dahi taşıyamayacak.
Çünkü biliyorum ağlayacağım...
Dünyanın en küçük varlığının gözyaşlarına kim aldırış eder ki zaten.
Susuyorum susuyorum ve yine susuyorum...
O yabancı sesin dedikleri tekrar tekrar canlanıyor beynimin kıvrımlarında
Tekrar tekrar acıyor sol yanım
Tekrartekrar.... Tekrartekrar...
Ve tekrar tekrarlar hep var...
Git dedin! Gidiyorum...
Sesin yabancı olsa da sahibini çok iyi tanıyorum.
Git dedin gidiyorum... Merak etme susuyorum...


İçimde seni unutmak için ne bir istek ne de bir çaba var.


Sen önümden çok kayalar çektin. Çok kez tebessümüme neden oldun
O kadar çok kez var ki hayatıma kattığın
Bu yüzden unutamam seni
Yüreğimle yaşıyorum ben de yaşamayı bilenler gibi
Ve ona bıraktığın izleri görmemek imkansız
Nasıl unutayım ki şimdi söyle seni?


Ama yaralıyım kanıyorum... Ne başım ne gözüm kanayan
Kanayan yüreğim..


Git dedin gidiyorum.
Nasıl sevmişim seni nasıl seviyorum ve nasıl seveceğim kim bilir...
Ama bunu bilmeyeceksin asla.
Sevgisini gösteren yüreğim onu saklamasını da çok iyi bilir...
Senin sevip sevmemen veya aklına bile gelmemem umrumda bile değil.


Alnım ak başım dik benim. Git dedin gidiyorum.
Her zamanki gibi seni dinliyorum.
Susuyorum... Sen git dedin gidiyorum!
Keşke nereye gideceğimi de söyleseydin bunu unuttun...
Çünkü ben hala yürüyorum gideceğim yere gelemedim bir türlü.
O kadar yorgunum ki... O kadar yaralıyım ki...
Aslında çok zor yürüyorum.
Ama hep gülüyorum olamadım asık suratlı hiçbir zaman.
Ya da ben öyle sanıyorum. Sadece susuyor ve yürüyorum.
Git dedin gidiyorum.
Usulca... Yorgun... Suskun...
Biraz kırgın... Gözü yaşlı...
Ama sevgi dolu...
Git dedin gidiyorum.
 
Zoruma gideni içime attım bitmesin diye büyü
Yüzüne vurmadan hatalarını seni bağrıma bastım.
Kopamadım bile bile içime sinmeden ayrılamadım.
Biz kirlendik sanada banada eller dokundu.
Azar azar kaybettik birbirimizi.
Gitmelerin korkutmuyor artık.
Kokunu sök duvarlardan bütün eşyalarını topla
Kapıyı hızlı çarp kararlı olsun yalın ayak kaldı.
Bir sevdam daha kederim bana ders olsun.
Bu nasıl ayrılık bu nasıl sevda
Gözlerin kal diyor dudakların git.
Bakışın anahtar sözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git.
Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim.
Çözemedim seni çözemedim delireceğim.
Gözlerin kal diyor dudakların git.
Ayrılık dönüşü olmayan bir nehir.
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir.
Kaç sevda kül böyle oldu kimbilir.
Gözyaşın kal diyor dudakların git.
Duvardan insin mi resimlerimiz.
Yabancı olsun mu isimlerimiz.
Ya o deli dolu gecelerimiz.
Anılar kal diyor dudakların git.
Bu romanda belki biter birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan.
Ağlıyor besteler yine hicazdan.
Şarkılar kal diyor dudakların git
Yine yokuşa sürüyorsun herşeyi.
Yine kandırıyorsun gönlümü.
Ama unutma bu son şansımız.
Seni unutmak için son defa özlüyorum...
 
sevdalı gözlerin yalancılığı
suça delil sayılmış
en kara geceler gözlerimin şahidi
bir tek adın dilimde
varsın yalan söylesin tüm sevdalar
ben senden vazgeçmiyorum
kime ne...
 
İçimin tüm kırıntılarını bir kenara bıraktım,tam şimdi..Düşünmemiş,hayal etmemiş kabul ediyorum kendimi..Bir daha hiç uyanmayacak,masumca uyuyan bir bebek gibi.. Ölsem,mezarım küçücük olacak,üzerime attığınız güller solacak..Kendimi ziyan hissediyorum..

İtiraf etmeliyim,sarı rengi sevmiyorum! Mavinin derinliğine hiç uymuyor sarı,ve ne için yanyanalar bilmiyorum..Anlayamıyorum,benim rengim ne? Kendimi siyah beyaz bir film gibi hissediyorum.. Tüm bildiklerimi,hiç öğrenilmemiş kabul ediyorum şimdi.. Hayata baştan başlıyorum,ve kendime sonu olmayan bir yol çiziyorum! Zamanı olmasın doğduğum günün..Önemi yok..Ölümüm zamanlı olsun,bir tek bunu istiyorum.. Ben öldüğümde kimse ağlamasın diye dualar ediyorum..

Aşk denen eğlenceli hayal kırıklıkları bütününe gelince.. Aşık olmayı istemiyorum.. Çünkü aşk,çarpanlara ayırmaktan öte bir kavram..Aşk,sevgileri ayrıştırmak oluyor,öğrendiğim formüller yetmiyor aşık olmaya.. Olduğum yerde kalıyorum..Aşk bana hiç mi hiç yakışmıyor,biliyorum..

Benim yalnızlıktan yapılmış küçük bir kalbim var..Ben orada kalıyorum.. Ziyaretçim olmuyor,ve bundan memnunum aslında.. Her yerde biraz kendimden bırakıyorum..

Günüm gece olduğunda ise;

Alıyorum elime kalemi,
Ve tüm yalnızlığımı
Delicesine YALANLIYORUM!!
Aşk istiyorum,AŞK!!
Yalnızlıktan korkuyorum,anlıyor musun?

Ben geceleri hep yalan söylüyorum..
Ve bu gece,
Seni hiç mi hiç sevmiyorum..

Yalnızlıktan korkuyorum..
 
Geri
Üst