Muhteşem Aşk Şiirleri ..

Birazdan zaman, yeni doğacak sabahın arsız karanlığın esaretinden kurtulup
Özgürlüğüne kavuşma çığlıklarına gebe kalacak
Güneş perdelerine eğilip baharın umutlarını fısıldayacak, saçların, bir karanfil kadar güzel kokacak.
Ve ben bir nefes kadar yakında seni izliyor olacağım.
Zannetme ki yanındayım, ben senin tarafından sevilmenin verdiği güçle
Yeni filizlenmiş ciceklerin dallarını kıran fırtınalara kafa tutacağım
Uykusunu almış ceylanları uyandırıp, senin gül desenli yanaklarına salacağım
Ve avuç içlerinin terine kıyamadığım için, rüzgarın peşine düşüp yüreğine ılık meltemleri yollayacağım
Ve akşam olup sen uyuduğunda ben senin yüreğine geleceğim
Dün gece kaldığım yerden seni " sana " yazmaya devam edeceğim...!
 
Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde
Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da
Beni sardigi bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye degil
Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini
Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim
Seni kıs gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin
Yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun
Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim
Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi
Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda
O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim
Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda
Kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim
Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim
Sen ne kadar uzak olsan da,
Aramizdaki kilometreler nasil çoksa
Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim
Seni kalbimde yanan atesin ile
Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle
Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken
Kalbimin yanip tutustugu anlarda
Gelip o bu atesi alevlendirerek
Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim
 
Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum.
Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum.
Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.
Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum.
Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum.
O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum.
 
Evet korkuyorum;
seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten ...
Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum.
Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum.
Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum.
Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum.
Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.
Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum.
 
Korkuyorum evet;
seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten...
Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;
Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.
Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum.
Sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum.
Sonunda sana gözyaşindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum.
Seni sevmekten degil;
dostlugunu suiistimal etmekten,
Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum.
Belki de çok fazla korkuyorum ...

ÇÜNKÜ; BEN ILK DEFA SEVIYORUM...
 
-

Seni düşünürken kor ateşlere salıyorum yüreğimi...
Yanıyor, yanıyorum...
Gözlerini çiziyorum, arkasına saklandığım cümlelerime...
Söndürüyorum ışıklarını yalnızlığın, rüzgarına kapılınca hayalinin...
Seni görebilmek adına gözlerimi yumuyorum geceye...
Dalıyorum bitmesini istemediğim derin uykulara..

Sen değil,
Sana yakıştırdığım sevgi(m), huzuru getiriyor dünyama...
Sevginin tonlarını iliştiriyor, ruhuma...

Açıyorum gözlerimi, gideceğini bilerek..
İzin veriyorum, bensizliğe hazır duygularına...
Beni hissetmiyorsa yüreğin,
Ne gerek var, içi boş varlığına?
İşte şimdi uyandım...

Sen'li hayatın ortasını bulamadım ki..
Bir o yana, bir bu yana çekiştirirken sevgim(n)i,
Kırık dökük aynalara takıldı gözlerim..
Gizli kapılar arkasına tutundu umutlarım...

Sen bilmiyorsun..
Kendimden bile gizlediğim kuytuları var, gülen gözlerimin...
Hüzüne çalan renkleri var yüreğimin...
Senin göremediğin, yıkıntılarım,
Sende tutuklu korkularım var benim...

Birde,
Sebebine dahil olamadığın, mutlulukları var yüreğimin...
Görmesen de "sana" kapalı kapılarım var benim...
 
Senden önceki hiçbir mutluluk senin gözlerin kadar anlamlı değilmiş meğer...”

Sende yaşıyorum...
Hayatta yüreğim.
Önümde gözlerin, arkamda benliğim..Biletsiz bindiğim yolculuğun son durağındayım....Sana gelirken aynı gökyüzünün altında sensiz tüm kaldırımları ateşe verdim..Sonra da sensiz tüm kelimeleri söktüm dudaklarımdan..Bir sen kaldın avuçlarımda bir de geceye serdiğimiz yıldızlar..

Ah adını gökyüzüne sığdıramadığım,
Ah gözlerine sığındığım,
Ah bir gözyaşında ölümü şakağı dayadığım.
Sol yanımdasın / yaşamaktasın dua dua..
Hayatımdasın...
Sen susuz dudaklarıma sunulan ab- ı hayat...
Sen çöllerimin serabı,
Sen yüreğimin tek sevabı...
 
Boşluklarımı doldurduğum kelime, karanlığın üzerine örttüğüm gecemsin sen..Sen yaşama sebebimsin..Sen benim ellerimle sıkıca tuttuğum düşlerimsin..Sen uçurum kenarında sadece ölümü düşünen birine hayata dair bir şey öğretensin.Şimdi ucurum kenarlarında cicekler toplamaktayım sana...Kalabalıkların arasında yanıbaşımda sen varsın beraber yürüdüğümüz..Ateşe verilmiş dikenlerin arasında iki ciceğiz biz hayata delice gülümsediğimiz..

Sen zamansızlığımsın..Sen kendime anlatmaya kalkıp anlatmakta aciz kaldığım bensin...Sende kendimi arayıp bir türlü bulamadığım bensin sen aslında..Gökyüzüne her baktığımda bulut bulut hayatı gördüğüm ansın sen...Sen benim yaşamaya kıyamadığım cümlemsin....Öznesi sen, yüklemi ben.Aydınlığımsın karanlığımdan ayıkladığım.. Mutluluğumsun acıların uykularında dua dua adını saydıkladığım..Sen hava, sen hayat sen nefes aldığımsın...Nefesinden mahrum etme beni...Sesini esirgeme ne olur..Gülüşlerini savur yüzüme..Göğsümün buzdan sarkıtlarına sür sıcak sözlerini..Üşümüşlüğüme düşür gözlerindeki baharları..Bırakma beni yalnızlığın ayak dibine..Üşürüm avuçlarında...Ölürüm ayakuçlarında.....Kalakalırım yüreğimin yıkım çalışmalarında..Gitme, kal öylece.

Uzaklığını unut..Ellerini uzat sadece...Zamansızlığını bırak..Kal bende..Gitme...Tut ellerimi..Topal olsa da yürüdüğümüz yollar yanımda kal..Gölgelerin yeter bana..Yüzü kirli, yüreği yaralı cocuğum ben.Şefkatine al beni..İçine çek beni..Sonra da hiç bırakma..Kanatlarımı salma uçurumlara....Bırakma beni “ bana “ ..Hep sende kalayım...
 
Bir fincan huzur,
Bir dirhem mutluluk yolla iç ceplerinde demlediğin...
Beni “ sende “ sakla...
Ben seninim...Nefesimdir yüreğim....
Beni “ bende “ sildim
Sende varolmak için...
Hasretini ektim dudaklarıma
Sende tamamlanmak için....

Suyum ol,
Soframda azık...
Yüzümde tebessüm...
Yüreğimde nefes...
Ben ol....
Ya ben sen olayım...
Sakın bırakma beni...
Yoksa düşerim adressiz coğrafyalara...

Gözlerimi yıldız sermek için gündüzü bekleme...
Her an sendeyim çünkü.....

Gözlerinde sakla beni....
Hayatın ta kendisi sensin çünkü..


Sensiz bir hayata alışmaya çalışan bu yoğun kalbim nekadar dayanır bilemiyorum

Beni bana bırakıp giderken, sendeki beni bana bıraksaydın keşke

Eğer "Günün Şiiri" Susarsa bir gün

Yorgun kalbim uykuya dalmış demektir
 
Daha az seviyordum seni, giderek daha az

Unutur gibi seviyordum azala azala

Aramızdaki uzaklığın karanlığında

Geceler kısalıp gündüzler uzuyordu

Öyle olunca daha az seviyordum seni

Kendini iyileştiren bir yara gibiydi

Daha az ve zamanla...

Sen geceyi tutuyordun ben nöbeti

Uzak dağ kışlalarında

Görmüyorduk birbirimizi

Ben Cansu diye ararken seni

Siyah Göl sanki canıma kast suyumu kesti

Usul usul sis iniyordu kopmuş yollara

Işığı hafif.. uykusu ağır gecelerde

Üzerini örtüyordum senin..

Bir çığ gibi büyüyordun rüyalarımda sevgilim

Yıldızları daha büyüktü bazı gecelerin

Nöbet kadar yalnızken öğrenecektin bunu da

Yeniden ödetiyordum sanki kendime

Onca aşkın öğretemediğini yıllarca

Kolay değildi...

Kaç acı birden imtihan etmişti beni

Her şey karanlıktan daha çok siyahtı

Bir tek gece vardı insanın hayatında

Ömür boyu sürecek gibiydi nöbeti

İyi ol...

Sağ ol...

Uzak ol...

Ama bir daha görme beni diyordu bir ses...

Kulaklarımı tıkamaya çalıştım

bir daha işitmiyim diye

Ağzımı var gücümle kapattım belki de ben söylüyorum diye

Çok korktum sevgilim

belki de bir daha hiç uyanamam diye...

Ben renklerin en siyahını hak ettim mi

O kadar beyaz severken seni...
 
Damarlarımı izliyorum; mabedine çıkıyor yolları..
Ellerimdeki çizgileri izliyorum; sana yürüdüğüm yollara çıkıyor...
Bulutları seyrediyorum... pamuk tenine gidiyor...
Kar tanelerine bakıyorum; hepsi birbirinden farklı...
Tıpkı aramızdaki aşkın diğerlerinden olduğu gibi...
 
Artık herşeyde seni buluyorum...
Herşeyi sana çekiyorum... en ufak bir hareketini bile...
Benzetecek, özletecek, hüzünlendirecek...
Herşeyde biraz sen varsın sanki...
 
Daha sırada bekleyen o kadar dize var ki...!
Aşka çarpıtılacak...Saçmalanacak...!
Daha sırada bekleyen o kadar çok gözyaşı var ki...!
Sana dökülecek... Aşka ağlanacak...!
 
Daha o kadar zaman var ki...!
Seni hatırlatacak... sonsuza kadar...!
Ve daha o kadar acı var ki...!
Ölümle bitirilecek.. kurtulacak...!

Ama oysa ki ben...!!!
 
Bağcığı çözülmüş bir çocuk gibi öksüz...*
...ve sevmeye yeteneksizdim...!
Pencerenin kenarında ki kedi kadar meraklı...*
...ve tüfeklerin yansıması kadar acılıydım...!

Artık mavi gözlü bir bakış gibiyim...
Herşeye yabancı ve herşeyden uzak...
Daha bir yakın tutuyorum kaşlarımı gözlerime...
Sinirden belli olmasın diye hüznüm...

İç fırtına soğuklardan da beter...
Bedenim üşümüyor...ruhum titriyor...
Bana bunları yazdıran sen değilsin...!
...kendimi, içimi tanımlama aşkım...
 
Ve daha o kadar çok söyleyecek sözüm kaldı ki...!
Bunların hepsini yuttum...
Ve sana verecek o kadar çok sevgim var ki...!
...o çok sevdiğin yüreğimde ısttığım...!
 
Sarhosluğumda ismini sayıklar oldum
yanlış zaman ve yanlıs yerlerin adamısın sen

ya cok gec ya cok erken gelmişsin hayatıma...

üzüldüğünde sıkıntı düşer oldu içime
sen sensin işte anlatmamı bekleme
sen sensin!!

yanlıs zamanın ve yanlıs yerlerin adamı.
unutup herseyii seninle olmak istiyorum

ahh bir de senin ne istediğini bilebilsem
yanlıs zamanın ve yerlerin adamı!

uzulur musun kırılır mısın bilemem ki

tek bildiğim sen güldüğünde mest olduğum be canım...
yanlıs zamanın ve yanlıs yerlerin adamı

tüm yanlıslara rağmen doğrum olabilir misin acaba?

bilmiiyorum bilemiyorum seni
sen sensin işte sen sen
tarifin eşin yok senin...

sesli düşenebildiğim tek yer sarhosluğum seni
hep sarhos olsam be sevgili...
yanlıs zamanda yanlıs yerde ustune bir de sarhosluumu katıp
doğrum olsan be sevgili...

Dogrum oLsan Ne oLurdu Be SevgiLi ..
 
Yasaklar içinde tanıdım seni
Sen bana yasaksın ben sana yasak
Elini tuttuğun anlarda bile
Ne kadar yakınsan okadar uzak


Oysaki dönüş yok artık bu aşktan
Bir kara sevda bu zordan yasaktan
Ecel bile daha kolay sensiz olmaktan
Sen bana tutsaksın ben sana yasak


Ne olur sitemkar bir söz söyleme
Severek düştük biz bu cehenneme
Yanardağ olsanda gönül bahçeme
Sen bana yağmursun ben sana toprak


Oysaki dönüş yok artık bu aşktan
Bir kara sevda bu zordan yasaktan
Ecel bile daha kolay sensiz olmaktan
Sen bana tutsaksın ben sana yasak
 
Yürü yüreğim,
Bu limandan da bir sevda çıkmadı bize.
Benim dalgalı denizime açılmaya yürek gerek.
Bir sonbahar yağmuru değil ki,
Bir fırtına bu yıkıp savuran,
Bir felaket bu içimdeki buz dağlarını yıkan.

Hadi yürü beklemek yakışmaz bize,
Üzülmek hiç bize göre değil,
Takılıp kalmak bir ümide,
Acizler gibi ağlamak bize göre değil.
 
Bir güneş bulduğumu sanmıştım oysa.
Hani o amansız fırtınaların ardından çıkan,
Gök kuşağının anası o güneş gibi,
Sürdüm gemimi rüzgârın, dalgaların üstüne sırf güneşi görmek için.
Rüzgârlardan korkardım oysa
Dalgalar hep acıtmıştır içimi,
Güneşi bulduğumu sanmışım oysa
Bir serapmış okyanus ortasında beni kandıran,
Bir bulutmuş oysa o ışık,
Fırtınalarımın her zaman önünde koşturan.
 
Geri
Üst